Bırakın Gaziantepliliği, Gaziantepsporluluğu.. Bir sporsever olarak iki takım arasındaki uçurum farkını görmemezlik edebilirmisiniz..
18 kişilik kadroyu tamamlayabilmek için, listeye iki yedek kaleci yazarak çıkan bir Gaziantepspor ile, Drogbalı ve Buraklı çift santrforlu Galatasaray..
Eşitliksizlik bununla da bitmiyor.. Futbol Federasyonu bile sahaya çıkardığı çocuklara Gaziantepspor formasını bile çok görüyor.. Yani önemsemiyorlar Gaziantepspor'u.. Ciddiye almıyorlar.. Ve 11'i Gaziantepspor, 11'i de Galatasaraylı forma giymesi gereken çocukların 22'si birden sarı kırmızılı formayla çıkarılıyor sahaya.. Eğer bu uygulama kulüplerin sorumluluğunda ise, zaten bir kez daha "Vah" Gaziantepsporumuza demek lazım. Ama eğer federasyonda da ise yetki, "Yuh"olsun onlara diyorum..
Ama ilginçtir, iş yeşil zemine kalınca, aradaki eşitsizlik yavaş yavaş değişim gösteriyor..Özellikle 2. yarıda..Penaltıdan sonra 2-0 öne geçen Galatasaray, tıpkı Fenerbahçe'nin Konya'daki rolüne bürünüyor..Gazinatepspor, orta alandan rahatlıkla Galatasaray kalesine gitmeye başlıyor..Muhammed'in yılın golüne aday golüyle durum 2-1 olunca, maç öncesi ve başındaki görüntü tamamen tersine dönüyor.. Korkan ve skoru korumaya çalışan Galatasaray, cesur oynayan ve özellikle hiç değilse beraberlik golü için tehlike üstüne tehlike yaratan Gaziantepspor..
Belki 5 dakika daha uzasa maç, o golü de bulacağız.. Ama Barış Şimşek bitiş düdüğünü çalınca, ilk maçtan skor olarak yenik, ama ikinci yarıdaki oyun ve mücadele ile üstün ayrılıyoruz Türk Telekom Arenada.. Böylece maçın başı ile sonu arasındaki uçurum farkı herkese "işte futbolun güzelliği burada"dedirtti..