Aile kurumunun önemine hemen her yazımızda vurgu yapıyoruz. Bireyin dünyaya merhaba dediği ailede sevgi ve şefkat gören çocuklar dış etkenlerden daha korunaklı hale geliyorlar. Ebeveynlerden birisinin çocuğa gösterdiği aşırı bir tepki aileden koparmaya yetiyor. Nitekim danışmanlığını yaptığım çocukların birçoğu aileden gördükleri şiddetten dolayı evde bulamadıkları sevgiyi dışarıda aramaya başlıyorlar.
Üzülerek belirtmeliyim ki, şiddet gören çocuklar şiddete başvuruyor. Çocukta ileride görülebilecek saldırganlık ve şiddet davranışlarının 2 yaşında bile gözlemlenebiliyor. Eğer bu davranışlar önlenemezse çocuğun ergenlik döneminden itibaren şiddete ve bağımlılık yapıcı maddelere eğilim riski artıyor.
Öfke, saldırganlık ve şiddet üçgeninin karakterde şekillenmesinde öncelikli olarak aile faktörünün etkili olduğu ve öfkeyle gelen saldırganlığı öğrenen çocuğun ileriki yaşamında şiddet eğilimi gösteren bir bireye dönüşebileceği vurgulanıyor.
Öfke kontrolsüzlüğü bağımlılık riskini artırıyor
Çocuğun karakterinin şekillenmesinde öncelikle aile ortamı ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu belirten uzmanlar, 2 yaşından itibaren anne, baba ve çocuk arasında zorlayıcı ilişkilerin başlayabileceğini belirtiyor.
Ebeveynler kontrolü kaybederler ve fiziksel tepkiler verirlerse çocuktaki öfke yükselerek aileden gördüğü fiziksel şiddet boyutuna ulaşabilir. Bu da çocuğun şiddete, şiddet yoluyla kendini kanıtlamaya ve dolaylı olarak bağımlılıklara eğilimli bir birey olmasına neden oluyor.
İ.Ü Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık Anabilim öğretim görevlisi olan ve aile terapisi, çocuk istismarı konularında çalışmalar yapan Doç. Dr. Esra İşmen, “Aileler çocuklarıyla olumlu, karşılıklı olarak tatmin edici ilişkilere girebilmeliler. Zira sosyal yeterlilikler ergenliğe geçerken koruyucu bir faktör olarak hizmet eder. Bu nedenle aileler çocuklarına amaç odaklı faaliyetleri sürdürme, çatışma yaratan duyguları tolere edebilme becerileri ile nezaket, saygı, tolerans ve dürüstlük gibi sosyal ve ahlaki değerleri öğretmeli ve destekleyecek davranışlarda bulunmalı. Zira sosyal yeterlikler olumlu başa çıkmayı destekler. Yaşam becerilerinin desteklenmesi çocuğu bağımlılıklara karşı koruyan bir faktör olacaktır” diye görüş belirtiyor.
Aileden şiddet gören çocuk şiddet gösteriyor
Türkiye genelinde 11-16 yaş grubundaki ilköğretim öğrencilerine yönelik İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nin yaptığı araştırmanın sonuçları vahim tabloyu gözler önüne serdi. Sonuçlara göre, öğrencilerin yüzde 44’ ünün şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu şiddetin yüzde 31’lik oranını fiziksel şiddet oluşturuyor. Ailede şiddete maruz kalan çocuklar okullarda da kendi arkadaşlarına yönelik şiddet davranışları sergiliyor. Yani aslında çocuk ebeveynine gösteremediği öfkeyi kendi akranlarına şiddet yoluyla yansıtıyor. Eğer çocuklarda bu davranışlar kontrol altına alınmazsa ergenlik ve sonraki dönemlerde çocuklarda şiddete yönelme riski artıyor.
Aileler çocuğa karşı kontrollü davranmalı
Uzmanlar çocuktaki öfke kontrolünü sağlamak için en büyük görevin ailelere düştüğünün altını çiziyor. Bu nedenle aileler çocuklarına rol-model oldukları bilinciyle hareket ederek kontrollü davranmalı ve çocuktaki öfkeyi ortadan kaldıracak olumlayıcı davranışlarda bulunmalı. Örneğin, çocuklara kabul edilebilir ve kabul edilemez davranışlarla ilgili net ve tutarlı tutum sergilemeli. Aile içi demokrasi olmalı, çocukları ile güven ilişkisi oluşturarak onların sosyal hayatlarını ve arkadaşlık ilişkilerini takip etmeli; şiddet içerikli filmlerden, dizilerden ve bilgisayar oyunlarından onları uzak tutmalı. Ses tonunu yükseltmemeli, çocuğu kışkırtacak ifadelerde bulunmamalı, çocuğun gelişimini destekleyecek oyun aktivitelerine eşlik etmeleri gibi.
Aile değerlerinizi çocuğunuza öğretmeniz, madde kullanımına hayır demesi için geçerli nedenleri olmasını sağlayacaktır. Sizin için önemli olan değerleri açık bir şekilde onunla konuşun. Dürüstlük, sorumluluk alma ve kendine güvenmenin neden önemli olduğunu ve bu değerlerin önemi hakkında onunla konuşun.
Kendi davranışlarınızın çocuğunuzun değerlerinin gelişmesini etkilediğini unutmayın. Çocuklar anne-babalarının davranışlarını örnek alır ve taklit ederler. Davranışlarınızla çocuğunuzun geliştirdiği değerleri belirlersiniz. Sigara, alkol veya diğer maddeleri kullanan anne-babalar, çocuklarına da bu maddelerin kullanılabileceği mesajını vermiş olurlar. Yasal olan ve olmayan arasındaki ayırımı net bir şekilde yapmalısınız. Bir erişkinin sosyal ortamlarda kontrollü alkol alması yasalken, 18 yaşın altında alkol kullanımının yasal olmadığı hatırlanmalıdır. Kendi söz ve davranışlarınızın tutarlı olmasına dikkat edin.Çocuğunuzun sizi örnek aldığını unutmayın. Bu nedenle çocuğunuzdan beklediğiniz davranışları sizin gösterdiğinizden emin olun. Çocuğunuzun sizin aile değerlerinizi anladığından emin olun. Aileler hiç konuşmadan çocuklarının aile değerlerini anladığını düşünürler. Bu doğru değildir. Ailenin birlikte yaptığı aktiviteler olması –örneğin akşam yemeğinde bir araya gelme- ve bu sırada aile değerlerini konuşmak uygun olabilir.