Kadooğlu Çifçi, "Zor bir iş" yaptıklarını belirterek, "Akaryakıt işi zor bir sektör. Bizler dünyanın dört bir yanından ülkemize kesintisiz akaryakıt tedarik etmeye çalışıyoruz. Bunun yanında istasyonlarımızda 7/24 kesintisiz en iyi hizmeti vermeye, en iyi perakendeciliği yapmaya çalışan çok kıymetli bir sektörüz. Ancak ne yazık ki, çok düşük karlılıklarla ve rekabetin bu kadar kızıştığı bir ortamda bu işi yapıyoruz." dedi.
ORTAK AKLIN YANINDAYIZ
Her zaman ortak aklın yanında olduklarını vurgulayan Kadooğlu Çifçi, "Her zaman kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak paydada buluşarak, birbirimizi desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Düzenleyicilerimizin kararı çok önemli. Bizler her zaman alınan kararlarda etki analizi yapılması gerektiğini savunuyoruz. Her kararda etki analizi yapılsın ki, sektör oyuncularına bu iş yansıdığında olumsuzluklar minimuma indirilsin" diye konuştu.
GEMİ TEDARİKİNDE GECİKME YAŞANIYOR
2023 yılının başında sektörü olumsuz etkileyen bazı problemler yaşadıklarını hatırlatan Kadooğlu Çifçi, sorunun ortak akıl ile oluşturulan sinerjiyle çözüldüğünü ifade etti. Son dönemlerde akaryakıt sevkiyatında gemi tedariki ile ilgili gecikmeler yaşandığını söyleyen Kadooğlu Çifçi, "Yaşadığımız bu sorunu bayilerimize hissettirmemeye, en iyi hizmeti vermeye çalışsak da bazı problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Biz bu problemleri yaşarken, şu desteği de isteriz; Acaba böyle zorlu bir dönemde, ulusal stok tutma konusunda geçmişte sağlanan destek gibi bir destek verilebilir mi? Çünkü bugün sektör olarak sıkıntılı bir dönem geçiriyoruz. Sektör olarak bir başka konumuz ise, kanayan yaramız olan masraflarımız. Hem dağıtım şirketleri hem de bayilerimizin maliyetleri her gün artıyor. Sektörde beyin göçü yaşıyoruz. Ne yazık ki, sektör olarak iyi eğitilmiş gençleri sektöre çekemiyoruz ve sektördeki yetişmiş deneyimli yöneticileri başka sektörlere kaptırıyoruz. Durum böyle olunca ne benzindeki yüzde 21 büyümeye sevinebiliyoruz ne de stabil giden motorinle ilgili iş geliştirebiliyoruz. Tamamen operasyon işleri ile boğulmuş, yıpranmış bir sektör haline geldik" şeklinde konuştu.
YENİ BİR SÜREÇ BAŞLATIYOR
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemini sektörü etkileyecek bir uygulama olarak gördüklerini dile getiren Kadooğlu Nergiz, bu konuda henüz kamu, STK'lar ve özel sektörün ortak bir noktada buluşmadığını belirtti ve şunları söyledi: "Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi ile ilgili bilgilerimiz hala çok eksik ve bu işin olabilirliğine inancımız çok düşük düzeyde. Maliyet artışlarının nihai tüketicinin fiyatına da yansıma ihtimalini yüksek görüyoruz. Son 15 yılda benzin satışları yüzde 50, motorin ve LPG yüzde 125 artış gösterdi. Üstelik alternatif yakıtların desteklenmesine rağmen bu artış sağlandı. Bu talep artışları, uygulanan programlar ve sektör kaynakları ile gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda sağlandı. Bunca emeğin üzerine Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi bizler için yeni bir süreç başlatıyor. Başlatıyor diyoruz ama henüz bir istasyonda kurulumuna şahitlik etmedik, LPG için çözümü var mı, bilmiyoruz. Yani tam olarak fikir sahibi değiliz. Bu uygulama ile istasyon başına 20 bin dolar gibi bir ek maliyetten bahsediliyor. Araç başına 2 bin, 2 bin 300 lira bir yatırımdan bahsediyoruz. 12 bin 500 istasyon için yaklaşık 10 milyar, 8 milyon ticari araç için 16 milyar TL maliyetten bahsediyoruz. Üstelik de yeni yılda bu maliyetler enflasyon oranında artacak. Açıklanan fiyatların üzerinden üç ay geçmeden bunun yıllık enflasyon oranında artacak olmasını hakkaniyetli bir durum olmadığını düşünüyoruz. Sektörümüz bunu kaldırabilir mi, çok emin değiliz. Açıkçası bu işi kim yaparsa yapsın, ne zaman yapılırsa yapılsın çok büyük bir yatırım. Et tırnaktan ayrılmaz. Bizler dağıtım şirketi ve bayiler olarak bir bütünüz. Çünkü hangi tarafa eklenen bir maliyet varsa, diğer taraf da bundan etkilenecektir. Bu nedenle böyle bir uygulama için sektördeki tüm paydaşların ortak akılla hareket etmesini çok önemsiyor, sektörümüz yararına olumlu olması yönünde gerekli çabayı gösteriyoruz" dedi.