Hemşerim bi gahveden telefon etdi. Avradın okeyini aldı. Otobüse adladıg. Benim eve urgadıg, arahıy aldıg, yoldan birez paf ciyer, gara ciğer, daşşag, iç yağ, galp, böbreg, uyhulug muyhulug aldıg. Tabi pisê vericig dey…Hemşerimin evi de bize çog uzag dêlmiş zaten… Avradı da, bacım osun, eyle güler yüzlü, eyle gözel huylu bi avrad ki… Ganney açdıg, dibine vurmıya başladıg …

Hemşerim de, ben de gonuşmaya hasred galmışıg yav…Hanen birisini o bırahıy ben alıym, ben bırahıym o alıy…İkinci bardagda gafalarımız duddu. Hemşerimin bi gözel de sesi var ki…

Avradı da eyi dümbeleg çalıy. Aldı çiy küfde lênçesini eline … İkisi birden sôley :

Alatirig söndü kahın haşıla

…………………………

- Hele bi dene da sôle yav!

Valla ben peg sölüyemem de eyi dinnerim…

Hemşerim gene başladı. Bi Barag havası sôley ki…

Avradı da , aletirigli ataşı gaymiş, ciyerleri saplamış ; bi gırmızı, bi çöz, bi gara, bi çöz, bi yüreg, bi çöz, bi daşşag, bi çöz bi böbreg… Bahdenizi sovanı da ince ince dorgamış, üsdüne de gırmızı biber, sumag, azıcıg da leymun… Senin elini benim ayamı bağlasınlar…Ver ammiyn gafası dudsun…

Yarım somun egmên içine iki şiş çekip verdi. Bi ısırdım egmeg cayırreddi…Sahı azım, damam yırtıldı sandım…

Cardlan ne dadı galdı, ne duzu…

La yorum bişey de deyemeym, dedêm kimi, Allah kimsey cardlag kabını somun egmên içine çekereg yimeyle imtihan edmiye… Geveliye geveliye yimiye çalışıym amma, ancag arahının yardımıynan yutabiliym…Gafalar dudmuş amma…Gendimi Amerihada dêl de sahı Antep de bi düğün de sanıym. Hemşerimin avradı da birer hanne çiy küfde getirdi hele şunun dadına duzuna bahın dey…çiy küfde, arahı, cardlag kab, Antep türküleri, Barag havaları… Bi de şu cardlag kabına açma egmeg bulabilseydig, keyfimiz beyde olmazdı… Ağleycım, ağlıyameym…Hasredlig çögmüş ki içime…

Aglıma Antepli bi arhadaşım düşdü. O derdi ki : 'Antepli demeg lahmacın cumhuriyetinde, cardlag kabsız, çiy küfdesiz, arahısız bi hafda sonunu geçiremiyen adam demegdir.'

- La dorgu sôlemiş yôrum, amma Gavaglê, Allebeni unudmuş…

- He yorum! Gavaglê mi dersin, Garpızatanı mı dersin, Beylerbeyinin Çayırını mı dersin, Çınarın altını mı dersin…'

Evsahibi de gafey bulmuş ki ' Çillikbuyduran mı dersin?'dey egledi.

Ben birez utandım niye yalan sôleym. İçerde yenge var, amma evsabinin heç aldırdê yog…Benim hösdômü görünce:

'Sen Çillikbuyduranı bilmeyn mi yôsa?'

Birez de utanarag yavaş sesle:

' Adını duymuşdum,dedim

- La yeri yerif sen de, çillikbuyduranı bilmiyen Antepli mi olurmuş!? Sen içinden dêl misin yosa ?!

-Yog içindenim amma oruya gedmeg nasip olmamış…'

Başga bişey demedim. Hele ki bu sırada ev sabinin avradı, bacım osun, elinde iki sıhım çiy küfteynen geldi.

'Hele şunun dadına duzuna bi da bahın, acısı, duzu muzu yerinde mi İki sumsug da atıy mı, yôsa sıhıcım ha!?'

Benim duzuna muzuna bahacag halım mı var, somun egmeg damamı yırdmış, amma nolursa osun, arahıyı yuvalladım, çiy küfdey azıma addım. 'Eline salıg bacım yên gözel olmuş!' demiye galmadan, gocası :

'Bunun iki duzu gıd mı , yôsa ba mı öyle geliy?!?' dedi.

Avradı:

- Ondan goley ne var ...aha bi çimdig atdıg mı temam ?

Gocası:

- Bu Amarihan duzlarının da heç guvveti yok ha!' ?

Ne yapıym, tasdigledim:

'Ba da öyle geliy!' dedim.