Bir galibiyete o kadar hasret kalmışız ki, özellikle birkaç yöneticinin Denizli sonrası yaşadıkları abartılı sevinci herhalde hoşgörmek gerekiyor...
Aslında futbolda bir maçlık sevincin abartılması, ayakların yerden kesilmesine yol açacak konuşma ve davranış kontrolsüzlüğü, gelecek olası hatalar ve başarısızlıklar zincirinin ilk halkasını oluşturur ama...
Biz yine de çok görmeyelim ve hoşgörü noktasından yaklaşalım...
Bildiğiniz gibi bugün oynayacağımız Fortis Türkiye Kupasındaki rakibimiz Trabzon büyük bir karmaşa içerisinde...
Ligde hiç alışık olmadığı yerlerde sürünen, adına ve tarihine uyması bakımından şimdi kupaya dört elle sarılıp taraftarlarıyla barışık olmaya çalışan Trabzonspor karşısında, Gaziantepspor'un ne yapacağını doğrusu çok merak ediyorum...
Biliyorsunuz, Erdoğan Arıca başında bulunduğu Gaziantepspor ile son maçını Trabzonspor ile yapmıştı... Şimdi kupada ilk maçını yine bu takımla oynayacak...
Bakalım Arıca, bu maçta halkaları iyice zayıflayan ve kopmak üzere olan Trabzonspor'u bir dokunuşla parçalayacak mı, yoksa bu halkayı güçlendirici ilk adımı mı attıracak ?
En basit örnek, Trabzo'un özellikle geliştireceği kanat ataklarında defansın yerleşimi ve pozisyon alma konusunda ne gibi hamleler yapacak.
Uzun süreden beri gol suskunu olan Ersen Martin ve taraftarının sabrını zorlayan Yattara'ya nasıl bir önlem alacak?
Bence maçın sırrı, Erdoğan Arıca'nın sahaya süreceği onbire neler yapması gerektiğini anlatacağı kelimelerde yatıyor...
Kuracağı cümleler, futbolcularını görevlendireceği bölgelerde ne yapacaklarını anlatması, oyunun gidişatındaki müdahaleleri ve yapacağı değişikliklerde doğru isim tercihleri maçın kaderini tayin edecek...
Sözün özü; bugün Gaziantepspor'un, Trabzo'dan avantajlı dönmesini sabırsızlıkla bekliyoruz...
Çok kısa süre içerisinde biri lig olmak üzere tam 3 kez karşı karşıya geleceğimiz Trabzo'un bu zaafiyetlerinden yararlanmak için tam fırsat olduğunu bir kez daha hatırlatmak görevimizdir...
Ama önemli olan bunu değerlendirmek tabii..