Arıkan, “Sorun şebeke yönetiminde oluşabilecek üretim, tüketim dengesizliği” dedi. 

Gazeteciler Cemiyetine iki aday Gazeteciler Cemiyetine iki aday

İşletmelerin tüketim yerinde, fazlasını şebekeye vermemek üzere, öz tüketimleri kadar GES’ten elektrik üretmek istediklerini, GES’in üretim yapmadığı saatlerde ise ulusal şebekeden elektrik almak isteklerini dile getirdiklerini anlatan Arıkan, “GES’ten elde ettiği enerjinin fazlasını şebekeye şarj etmeyecek, eksiğini şebekeden sağlayacak) Bu yaklaşım yatırımcı için verimli ve çözümcü gözükmektedir. Gözden kaçan önemli bir detaya açıklık getirmek isteriz:
12.000 MW GES kurulu gücümüz bulunmakta. Örneğin bunu  30.000 MW’a çıkardığımızı düşünürsek, gündüz saatlerinde, işletmelerin öz tüketimlerini 30.000 MW lık GES santralleri ile sağlamış oluruz. Ancak GES santrallerinin enerjiyi üretemediği saatlerde, ihtiyaç olan bu enerji  kapasitesi ulusal şebeken sağlanmalıdır” dedi. 

MEVCUT KAPASİTELER  DOLDURULAMAZ

“Güneşin olmadığı saatlerde, böyle büyük fark güçleri, kömüre dayalı termik santrallerden kesinlikle elde edemeyiz.  Doğalgazlı kombine çevrimlerden kısmen elde etme imkanımız vardır” diye devam eden Arıkan, “Hidrolik santraller de gerektiğinde devreye kısa sürede girebilirler, ancak  su potansiyelleri mevcut rezervlerle sınırlıdır.   Yani 30 000 MW’lık kurulu gücün yerini mevcut kapasiteler dolduramazlar. Sonuç olarak, Ulusal şebekeler sanıldığı gibi bitmez tükenmez, büyük ölçekte değişken enerji üretim kapasitelerine sahip değillerdir. Zaten böyle bir sistem üretim ve iletim kapasiteleri açısından uygun değildir.  Yukarda bahsedilen bu değişkenliğin trafo kapasitesi ile ilgisi bulunmamaktadır. Üretim tüketim dengesizliği şebeke yönetiminde ana problemdir.  GES’in kullanımı ile doğan üretimin kaynak değişkenliğinden gelen sorununu depolamalı sistemlerle çözebiliriz. Bu konunun çözümü uzun vadede ve doğru planlama ile olacaktır. Bu konuya ilişkin çözüm önerilerimizi ileriki süreçlerde yine kamuoyu ile paylaşacağız. Konunun tüm bileşenlere doğru şekilde iletilmesi, diyalogsuzluk ve karmaşa ortamından uzaklaştıracaktır” şeklinde konuştu.

Editör: Ebru Kont