Arıkan, “Genellikle göller, barajlar veya denizlerde kurulan Yüzer GES’ler son zamanlarda sıkça gündeme geliyor. Ancak yüzer GES’lerin bir çok zorlukları var” dedi.

TÜRKİYE VE DÜNYADA YAYGINLAŞIYOR

Arıkan, yenilenebilir enerji kaynaklarından güneşe dayalı PV üretim santrallerinden olan GES’lerin, Türkiye’de ve dünyada gittikçe yaygınlaştığını belirtti. Buna bağlı olarak elektrik üretimindeki payının da arttığını dile getiren Arıkan, “GES’leri kurulum yerlerine göre sınıflandırırsak, çatı, cephe, marjinal arazi ve yüzer GES’ler olarak sıralayabiliriz. Çatı ve cephe GES’ler, yerinde üretim, yerinde tüketim; kısacası öz tüketim için önemli yatırımlardır. Arazi GES’ler, ulusal tüketim ve öz tüketimde önemlidir. Genellikle göller, barajlar veya denizlerde kurulan Yüzer GES’ler de son zamanlarda gündeme gelmektedir” diye konuştu.

İLK YATIRIM PAHALI VA ZOR

Yatırım yapmayı düşünen kamu ve özel teşebbüslerini Yüzer GES’lerin bazı zorlukları konusunda uyaran Arıkan şu bilgileri verdi:

-Fırtınalar, yüksek dalgalar, panellerin ve platformların stabilitesini etkileyebilir, eğilip bükülmeler olabilir, dayanıklılık zorlaşabilir.

-Denizlerde, korozyon riski yüksektir. Panel üzerinde tuz birikimleri olabilir. Bu da panelin verimliliğini azaltır. Ayrıca panel temizliğinde, tatlı suya ulaşım zordur.

-Su seviyesinin düşmesi ve yükselmesi durumunda, kablolamada sorunlar oluşabilir.

-Su altı kabloları kullanmak, üretilen elektriği karaya iletmek maliyeti arttırır, teknik olarak montajı zordur ve güvenlik açısından daha risklidir.

-İlk yatırımı pahalı ve zordur.

-Panel alt kısımlarında, yosun tutabilir. Temizlemesi, bakımı zordur.

-Tatlı su ve özellikle deniz suyunda kurulan GES panellerinin alt ve üst yüzeylerinin tuz ve kir tutmaması için, yüzeylerinin özel olması gerekir.

Dolayısı ile; ilk etapta, GES yatırımı yapılırken, gerekçe ve sonuçlarını değerlendirmek önem arz etmektedir. Sınırlı kara alanları için düşünülebilir.”