Gaderin Romanı
Şêr Gulübü Lohantasının hususi odası sıcaglandı. Yunus bey azıcıg medeniyet yularını gevşeddi. Arahının içden ısıdan sıcaglê, birez ilerde yanan odun sobasının gorlanmış saclarının hararetiyle gravatını gevşeden yalêz Yunus dêldi helbedde…Bol acılı çiy küfdeden midir, onun gader acı biber turşusundan mıdır alnında terler tomurcuglandı Yunus beyin.. Sahosunun sağ cebinden çıhardê mavı- gahverengi çızgılarla garelenmiş yaleynan alnının terlerini sildi, sôna, ihdimamla iki ucundan elleriyle dutarag, ağzı, çenesi ve bıyyênın üzerinde burnunun da yardımıyla yalê düzgünleşdirip çekişdirereg ütüledigden sôna, dörde gadlıyarag sandalyasının arhasına asdê sahosunun sol yan cebine goydu.
Ziraat Bangası Müdürü Ziya bey Antepi sevdêni söyler hep. Aha şindi masada o da gonuşuy :' Efendi adamlar Antepliler, neme lazım. Yabancıya, hele de memura karşı çok iyi , edepli hareket ederler. Yemez yedirir, içmez içirirler. Gözleri, gönülleri toktur. Evet iş hacmi öyle ahım sahım değil. Çünkü köylümüz henüz kredi kullanmayı bilmiyor. Banka deyince çekiniyor, korkuyor. Ama biz Ziraat Bankası olarak gene de köylünün, ziraatçinin, çiftçinin, küçük esnafın elinden tutmaya, memleket ekonomisine…'
Yunus bey şaka yollu dahıldı Ziraat Bangası müdürüne: 'Bahıym da, tacir gısmına yüz verdêniz yog!'
- Aman Yunus bey kardeşim istirham ederim. Tüccarlarımız bir ihtiyaç serdetmediler şimdiye kadar. Yoksa başımızın üstünde yerleri vardır, bilirsiniz. Hele de sizin gibi muhterem başbayi kardeşimiz mevzuubah olunca…
- Yog canım bizimki latife. Hani derler ya, biz gendi yamızla gavrılıp gediyk…Bizim etimiz budumuz ne ?'
Şu Antepliler gendilerini dolaylı yoldan övmey, sahte tevazuu göstermey nasıl da biliyler. Yunus da böyle söyley amma esasında :'Siz beni tanırsêz, topunuzu satın alırım!'demeg isdey… Ne dersin, hanêg ulô işde…
Vali mavini, Candarma Gomutanı bu tür gonuşmalara gatılmamayı yeğlerler. Zaten bi sebep olur da Yunus beyin avradının bahsi geçeceg olsa, herkes ' Bacım, anam, gızım olsun filan dey gizlenmiş arzularla hanê gıssa keserler…Yogsa kim isdemez eyle bi ceylanı, ahu dilberi, kömür gözlüy…
Yunus bey belediye başganlêne namzetlêni goysa gazanır. Amma onun siyasedde miyasette gatiyedle gözü yog. O esgi yazıy söküy, yeni yazıy birez gıvırıy, işi , gücü , parası pulu, malı mülkü yerinde. Siyaset de neymiş tahsil de neymiş?! Aha Mal Müdürü Cevat, ay sonlarına dorgu topdancı düvenine gelip tenziladlı, borca mal istemey mi?Tahsilin gözü kör olsun. Paran oldu ma ağa da sensin ,paşa da !
Herkesin gafasından geçen ama azıynan sôlemedê de şu: 'Adam Rahime kimi bi avradı almış, nedsin Belediye Başganlêni, nedsin başga bişeyi…O avrad bende olsa ben de başga bişey isdemem!'
O Rahime yog mu Rahime. Kerime Halis yanında bog yimiş! Ay parçası. Sanki Istanbıl avradı! Teni ten dêl, pempe pölür kadı, gözler Bağdad hurması… Dudaglar dersêz kiraz mı kiraz! Boy, pos, endam, gadının gözeli sadıg, sadê gözel olmaz derler amma, bu...bu Rahime hem sadıg , hem de gözel..,Evlendigden sôna daha bununun ucunu bile göstermedi kimselere… Halal süd emmiş ağam… Erkan çiftlê filan gedince bi' hoş geldêz!' deyp hemen çekilirmiş. Benzetmeg kimi olmasın sahı Hazreti Muhammed efendimizin Hazreti Ayşesi!
Siz durun hele, da bu Rahimeden çoog söz edicig çoog…