Baro Başkanı Av. Bülent Duran, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilk ve devrilerine daima bağlı kalacaklarının altını çizdiklerini söyledi.
Kara Harp okulu mezun subaylarından Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu’nun “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Cumhuriyet değerlerine olan bağlılıklarını ifade etmesinin ardından TSK’dan ayrılma cezası ile Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesini üzüntüyle öğrendiklerini belirten Duran, “Ülkemiz işgalci kuvvetlere karşı verilen ve başarıya ulaşan Kurtuluş savaşı neticesinde bağımsızlığına kavuşmuştur. Ülkemizin bağımsızlığa kavuşmasında Kuva-yi Milliye birliklerinin düzenli ordu çatısı altında birleşmesinin ve 1920 yılında TBMM Ordusu ismiyle bugünkü TSK’nın kurulmasının etkisi büyüktür” dedi.
TARİHİ BİLİNÇ VE SORUMLULUK
“Kurtuluş Savaşı’nın en önemli dönüm noktalarından birini de Sakarya Meydan Muharebesi, diğer adıyla Subaylar Muharebesi oluşturmaktadır. Muharebenin bu adı, cephenin en ön saflarında fedakarca savaşan yetişmiş nice subayımızı kaybettiğimiz için aldığı bilinmektedir. Dolayısıyla Subaylar Muharebesi’ni Başkomutan olarak idare eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık bildirmek, subaylarımız için bir tarihi bilinç ve sorumluluktur. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde demokratik ve laik hukuk devleti ilkesi üzerine inşa edilmiş, devlet düzenini bu kurucu anayasal değerlere dayandırmıştır. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup genç subayların, kurucu değerlere bağlılığı ifade özgürlüğünün toplu kullanımı olup Anayasa güvencesi altındadır”
VİCDANLARA AYKIRILIK TEŞKİL ETMESİN
Ayrıca söz konusu eylemin 6413 Sayılı Türk Silahları Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20’nci maddesinde düzenlenen TSK’dan ayırma cezasını gerektiren sınırlı sayıdaki hallerin kapsamında sayılamayacağı anılan kanunun lafzından açıkça anlaşılmaktadır. Hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine daima bağlı kalacağımızın altını çizmekle birlikte tarihsel gerçeklere, hukuka, yasalara ve vicdanlara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde hareket edilmesi ve netice alınması en büyük temennimizdir.”