Kongrede daha önce il başkanlığı görevini yürüten Ömer Faruk Boztepe ve ardından görevi devreden Ömer Ökeli'ye emek ve hizmetlerinden dolayı teşekkür edildi. Genel Başkan Hüseyin Baş, Türkiye’de herkesin mutsuz olduğunu belirterek, “Türkiye'nin gelirinin 2024 yılında yüzde 87'si vergi ve bu verginin yüzde 70'i dolaylı vergiler ve yoksuldan alınan vergi. Bu vergi yoksuldan alınıyor. Biz de diyoruz ki; bırakın yoksulun yakasını, koca devlet yoksulu da bakar zengin eder, zengininin de zenginliğine zenginlik katar" dedi.

Türkiye ekonomisini anlatan Baş, “Türkiye'de emekli mutsuz, işçi mutsuz, esnaf mutsuz, işveren mutsuz, sanayici mutsuz, ihracatçı ithalatçı mutsuz, üretici mutsuz, çiftçi mutsuz, hayvancı mutsuz... Bunun temelinde şöyle bir şey oluyor mesela bir restorana yemek yemeye gidiyorsunuz hesap geliyor siz diyorsunuz ki; ya bu hesap çok. Restoranın sahibi diyor ki; hesap çok düşük, para alamıyoruz. Ev kiralamak için bir yere gidiyoruz kira çok yüksek, ev sahibi diyor ki; kira çok düşük kaldı” dedi. 

HER ŞEY ATEŞ PAHASI

Fiyatların üreticiye göre düşük tüketiciye göre yüksek olduğunu belirten Baş, şunları konuştu:  “Buğdayın fiyatı nasıl çiftçi kardeşlerim? Buğdayınız para etmiyor peki diğer alıcı tarafa soralım ekmek fiyatı nasıl? Pahalı! Buğday ucuz,  ekmek pahalı. Satıcıya buğday ucuz alıcıya ekmek pahalı. Meyve sebze üreten var mı? Ne üretiyoruz, domates. Domatesin fiyatı nasıl? Çok ucuz… Ne kadara satılıyor? 6 liraya… Şimdi de alıcı bakalım, ablalarımız en son ne zaman domates aldınız, kaç paraya alınıyor domates? 40 lira… Şimdi domatesi 6 liraya satan üretici mutsuz,  ablam 40 liraya alıyor, o da mutsuz! Bu iş nasıl düzelecek? Buğdayı satan mutsuz, ekmeği alan mutsuz, domatesi satan mutsuz, domatesi alan mutsuz. Niye böyle oluyor? Domatesi üretiyorsunuz, kamyona koyuyorsunuz. Bu kamyon yola çıkarken yakıt parası var, 
şoförü var, yoldan giderken ödediği paralar var. Bu kamyon geldi malı indirdi, basit bir ticaret anlatıyorum size.  Arap Faik’ten aldı malı, getirdi dükkana teslim etti. Şimdi o arkadaş geri dönecek. Nasıl, boş kasayla. Dönüşünün yakıtı var, dönüşünün şoför masrafı var, dönüşünün yol parası var, marketçinin kirası var, marketçinin çalışanı var, marketçinin vergisi var, var oğlu var. Dolayısıyla topraktan çıkıyor 5 lira, manava pazara geliyor 45 lira.”

MİLLİ EKONOMİ MODELİ

Atay atamalardan memnun Atay atamalardan memnun

“Bütün dünya bu yolda hızla ilerlerken biz Türkiye'de neden hala o altı oyulmuş, hiçbir anlam ifade etmeyen neoliberal kapitalist mantıkla hareket etmeye çalışıyoruz? Bağımsız Türkiye Partisi'nin bir ideali var. Biz diyoruz ki; gelin bu boş bir fikir, boş bir söylem değil. Bizim elimizde Milli Ekonomi Modeli gibi bütün dünyayı sarmış ve bütün dünyada bir karşılık bulmuş, devletlerin uygulamaya çalıştığı çok ender rastlanabilecek nadide bir mantık var. Parayı üretmek, finansal piyasalara hakim olmak ve devletçi bir mantıkla neyi kazanacağız? Bir sürekli büyüme, iki tam istihdam ve üç gelir adaleti. Bakıyorsunuz Türkiye'de sorsanız kişi başı gelir 15 bin dolarlara dayandı ama 15 bin dolar kimin evine giriyor, hangi kişinin cebine giriyor, bakıyorsunuz yok. Neden yok? Çünkü birinin cebine 45 bin girerken diğerinin cebine hiçbir şey girmiyor. Yoksa bu para var, yalan olan bu para değil evet bu para Türkiye'de kazanılıyor, bu para Türkiye'de dönüyor ama müthiş bir adaletsizlik oluşmuş.”