Kaşık ile toplayıp, KEPÇE ile dağıtmak..
Doğrusunu söylemek gerekirse Bülent hocayı ancak böyle tarif edebilirim..
Gaziantep'e geldiği günden beri kendisini sevmeyenlerin bile sempatiyle bakmalarını sağlayan Bülent Uygun'un, şimdilerde kredisini tüketmeye başladığını görmek gerçekten üzücü..
Oysa bu şehrin sporseveri de, iş adamı da, bürokratı da, belediye başkanları da, milletvekilleri ve bazı yerel medya dahil aklı başında herkes, Bülent Uygun'un verdiği mesajlara önem vermiş, takdir etmeye başlamıştı..
Vilayet, Belediyeler ve odalar prim sözü vermiş, bunu yerine getirmiş, ve üstelik hiçbir kulüpte olmadık şekilde yüz milyarlarca paralar, başkan dururken kendisine teslim edilmişti..
Bu ciddi bir güven duyusuydu..Hatta sezon başında Gaziantepspor'un kendisiyle devam etmeyeceği yolundaki gelişmeler üzerine, herkes kendisine sahip çıkmıştı..
Ama Bülent Hoca, nedendir bilinmez bu sezon değişiverdi..
Sözleriyle, konuşmalarıyla farklı bir kimliğe dönüştü..Belediyelere çatmaya, sanayicilere sataşmaya, haklı eleştiriler yapan gazetecileri küçük görüp hakaret etmeye başladı..Ve son olarak Antalya maçında hakeme tükürdüğü iddiasıyla tribüne gönderildi..
Nedense televizyondan izlerken o anı, bu zamana kadar sempatik gözüken yüzü inanılmaz biçimde değişik göründü..(Tavsiyem o görüntüsünü izlemesidir)
Anlaşılan o ki, psikolojisi bozulmuş.. Kimbilir belki de bu güne kadar bizlere farklı gözükmüş de, gerçek Bülent Hoca bu sezon ortaya çıkıvermiş..
Bilemiyorum tabii..
Bildiğim gördüklerim ve yaşadıklarım..
Kentle barışık olmayan, koskoca odaların başkanlarının ve yönetim kurullarının Gaziantepspor'a üyeliklerini kabul etmeyecek kadar şehirden uzaklaşan bir kulüp yönetiminin varlığı tartışma konusu edilmişken, bu olumsuzluğu giderici barış köprüsünü tesis edici görüntü veren teknik direktörünün, birden bire itici bir görüntüye bürünmesini anlayamadım bir türlü..
Haaa.. Gaziantepspor-Antalya maçı mı..
Atın o futbolu çöpe...