ÇOK ŞÜKÜR BİTTİ.
Sahadaki maçı mı izlesek diyoruz tat alamıyoruz.. Çünkü tribünler daha canlı, daha hareketli. Sahada düşen takımlar icerisinde en iyi kadroya sahip Mersin'in kalecisinin ikramıyla elde edilen iki gol var.
Tribünlerde yönetimlerinden memnun olmayan iki taraftar grubunun ortak bir düşünceyi haykırışı var.
Mersin taraftarı yönetim istifa diyor, bu kente gelen Gaziantepspor taraftarları onlardan geri kalmayarak yönetimi istifaya çağırıyor.
Öyle tuhaf bir durumki, Mersin taraftarı kendi başkanına "başkan olsana, başkan olsana Antep'e başkan olsana" diye bağırırken, Gaziantepspor taraftarı ise kendi başkanına, "başkan olsana başkan olsana Urfaspor'a başkan olsana" diye tezahürat yapıyor.
Yani tuhaf bir durum. Adı futbol, ne yazık ki izleyenler zevk almıyor. Samimi söylüyorum sahada oynayanlar da zevk almıyordur.
Belkide onlarda tribünlerin sesine kulak vererek acaba hangi tribün daha baskın çıkacak diye düşünüyor. Mersin Hakan Kutlu ile zaten haftalar önce kümeye düşmüş, Nobre ile Cliou ile Gaziantepspor kalesinde gol peşinde. Ver genelde de baktığımızda gol yiyene kadar Gaziantepspor doğru dürüst rakip kaleye bile gitmemiş. Ama bir bakıyorsunuz, Turgut'un usülen vuruşu kalecinin ikramı olarak filelere gidiyor. Daha sonra Mersin yine ataklar geliştiriyor, ama bir kontratak ta Cenk'in antrenmanda bile bu kadar rahat atamayacağı bir golle durum 2-0 oluyor.
Velhasıl iki takımın futbolcuları da, "lig bitsede gitsek" dercesine bir maç oynuyor. İnanın maçın sonucu benim gibi heralde kimseyi ilgilendirmiyor. Sadece galip gelecek takımın Federasyondan alacağı para kulübü yönetenlerin ilgisini çekiyor, onun dışında herşey boş.
Gaziantepspor bu sezon iyisiyle, kötüsüyle kümede kalmayı başardı. Bizim için başarısız bir sezon. Ama küçük hesap adamları için kümede kalmak başarı.
Söyleyecek fazla bir sözümüz yok. Gaziantepspor bu sezon küme düşmediyse, şehir olarak yinede buna şükür etmek gerekir. Ama bu kafayla gidilirse şimdiden söyleyeyim önümüzdeki sezon için bugünleri de arayabiliriz...
Sahadaki maçı mı izlesek diyoruz tat alamıyoruz.. Çünkü tribünler daha canlı, daha hareketli. Sahada düşen takımlar icerisinde en iyi kadroya sahip Mersin'in kalecisinin ikramıyla elde edilen iki gol var. Tribünlerde yönetimlerinden memnun olmayan iki taraftar grubunun ortak bir düşünceyi haykırışı var. Mersin taraftarı yönetim istifa diyor, bu kente gelen Gaziantepspor taraftarları onlardan geri kalmayarak yönetimi istifaya çağırıyor. Öyle tuhaf bir durumki, Mersin taraftarı kendi başkanına "başkan olsana, başkan olsana Antep'e başkan olsana" diye bağırırken, Gaziantepspor taraftarı ise kendi başkanına, "başkan olsana başkan olsana Urfaspor'a başkan olsana" diye tezahürat yapıyor. Yani tuhaf bir durum. Adı futbol, ne yazık ki izleyenler zevk almıyor. Samimi söylüyorum sahada oynayanlar da zevk almıyordur. Belkide onlarda tribünlerin sesine kulak vererek acaba hangi tribün daha baskın çıkacak diye düşünüyor. Mersin Hakan Kutlu ile zaten haftalar önce kümeye düşmüş, Nobre ile Cliou ile Gaziantepspor kalesinde gol peşinde. Ver genelde de baktığımızda gol yiyene kadar Gaziantepspor doğru dürüst rakip kaleye bile gitmemiş. Ama bir bakıyorsunuz, Turgut'un usülen vuruşu kalecinin ikramı olarak filelere gidiyor. Daha sonra Mersin yine ataklar geliştiriyor, ama bir kontratak ta Cenk'in antrenmanda bile bu kadar rahat atamayacağı bir golle durum 2-0 oluyor. Velhasıl iki takımın futbolcuları da, "lig bitsede gitsek" dercesine bir maç oynuyor. İnanın maçın sonucu benim gibi heralde kimseyi ilgilendirmiyor. Sadece galip gelecek takımın Federasyondan alacağı para kulübü yönetenlerin ilgisini çekiyor, onun dışında herşey boş. Gaziantepspor bu sezon iyisiyle, kötüsüyle kümede kalmayı başardı. Bizim için başarısız bir sezon. Ama küçük hesap adamları için kümede kalmak başarı. Söyleyecek fazla bir sözümüz yok. Gaziantepspor bu sezon küme düşmediyse, şehir olarak yinede buna şükür etmek gerekir. Ama bu kafayla gidilirse şimdiden söyleyeyim önümüzdeki sezon için bugünleri de arayabiliriz...