Türkiye’nin en önemli sorunu olan depremlerin afete dönüşmesini engellemenin mümkün olduğuna dikkat çeken Başkan Burkay Güçyetmez, ülke olarak zaman kaybetmeden harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.
İMO Gaziantep Şubesi olarak 14-15 Şubat 2025 tarihlerinde başarılı bir sempozyuma imza attıklarını belirten Başkan Güçyetmez, Türkiye’nin alanında önde gelen akademisyenlerinin, uzmanların ve sektördeki Oda ve STK başkanlarının katılımı ile gerçekleşen sempozyumun sonuçlarını bir kitap haline getirerek kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi.
ÇOK BOYUTLU KONUŞULDU
Sempozyumda, depremlerin afete dönüşmesini engellemek için neler yapılması gerekenlerin çok boyutlu olarak tartışıldığını belirten Güçyetmez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Gaziantep’te düzenlediğimiz bu sempozyumda, ülkemizin bu alandaki önde gelen akademisyenleri ve uzmanları iki gün boyunca depremler ve depreme dirençli kentler oluşturmak için yapılması gerekenleri her yönüyle konuştular, tartıştılar. Sempozyumda, depremlerin yeniden gündeme getirdikleri, deprem-zemin ilişkisi, deprem yönetmeliği, depremlerin kentsel altyapı sistemlerine etkileri, deprem sonrası yeniden yapılanma ve konut üretimi ve deprem nedeniyle cezai sorumluluklar ve illiyet bağı gibi konularda düzenlenen panellere katılan akademisyenler ve uzmanlar çok değerli açıklamalarda bulundu. Sempozyumda yapılan konuşmaları bir kitap haline getirerek kamuoyu ile paylaşacağız. Ortaya çıkacak olan eserin, depremlere hazırlık ve depreme dirençli kentler için önemli bir rehber niteliği taşıyacağına inanıyoruz.”
BİLGİ BİRİKİMİMİZİ TOPLUM FAYDASINA SUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Güçyetmez, sözlerini, şöyle tamamladı: “Bizim bütün çabamız, ‘deprem enkazından annemi de kurtarın’ diyen çocuklar içindir. ‘Çocuklarıma bisküvi almıştım, cebimde kaldı. Çocuklarımı depremde kaybettim’ diyen babalar içindir. Her an yaşanabilecek olan depremlerde canların, hayallerin, umutların kaybedilmemesi içindir. Bizim bütün çabamız deprem gibi doğa olaylarının artık afete dönüşmesinin önüne geçilmesi içindir. Bu konuda çaresiz değiliz. Çözüm var. Zaman geçirmeden harekete geçmeliyiz. Tüm bu uyarılarımız çabalarımız bizim yalnızca mesleki değil, aynı zamanda insani ve vicdani sorumluluğumuzdur. Doğduğumuz ve yaşadığımız kente, ülkemize ve mesleğimize olan sorumluluğumuzla bilgi birikimlerimizi toplum faydasına sunmaya her zaman devam edeceğiz.”