Celal Doğan iddia ediyor;
GASKİnin başına Başbakan da geçse borcunu bitiremez...
DOĞAN, Ya Göksu baraj projesi hayata geçer ve su cazibeyle gelir, ya da suyun tonunu 8 dolara verirsiniz ancak kurtarır diyor.
Gaziantepin ucuz su içmesi, GASKİnin borçlanmaması için tek çözümün Göksu Baraj projesinin hayata geçirilmesinde olduğunu vurgulayan Doğan, bu proje için Belediyenin imkanlarının müsait olmadığını, buna devletin el atması gerektiğini belirtiyor. Kendisi için borç bıraktı sözlerine de hala gülüp geçtiğini söyleyen Doğan, Ben hükümet miyim? diyor.
Geçmişte devletin adına borçlandıklarını, faizlerin o yıllarda yüzde 60larda olduğunu hatırlatan DOĞAN, Borcun yüzde 90ı faizdi. Har vurup harman savurmadım, ÇAR-ÇUR etmedim. Tabi binlerce müfettiş geldi, birşey bulamadılar… diye de ekliyor.
NE ACI
Geçtiğimiz gün Ak Partili eski bir meclis üyesi eski Belediye başkanlarımızdan Ömer Arpacıoğlu ile ilgili bir anısını anlattı;
Dinleyince Belediye başkanı için hem üzüldüm, hem de takdir ettim;
Eski meclis üyesi belediyeye ait bir su kuyusunun yanında gördüğü rahmetli Arpacıoğluya ilgili şunları söyledi:
Pancarlı kuyu vardı, belediyenin şehre su veren kuyusu. Arpacıoğlu dinlenmek için oraya çekilmişti. Ben de o kuyuda görevli bir arkadaşımın yanına uğramıştım. Bir baktım Arpacıoğlu orada. Arpacıoğlunun dilinden şu cümleleri duydum. Oğlum Ömer ne işin var senin bu işlerle. Her taraf kurt, çakal olmuş. İhaleyi yapsan bir türlü yapmasan bir türlü
Sonradan öğrendimki, ARPACIOĞLU ne memuruna, ne müteahhite güvenmediği için böyle kendi kendine konuşuyormuş…
Meclis üyesi sonra da, şimdi nerede böyle dürüst insanlar diyerek iç geçirdi...
FADILOĞLU; İN
• Rıdvan Fadıloğlu deyince yüzünü ekşiten, eleştiren bu insanlara ne oldu anlamıyorum..
• Daha düne kadar Fadıloğlunu eleştiri oklarının hedefine koyanlar, bugün onu yere göğe sığdıramıyorlar…
• İşin garip tarafı sadece sağı, ortası değil, soldan da ona övgüleri sıkça duyar oldum…
Soldan biri, onun için hem de kalabalık sayılacak bir ortamda öyle sözler sarfettiki, hepimiz bakakaldık;
-İşçinin alınterine büyük önem verir. İşçinin bir lirasına tenezzül etmedi. Benim diyen nice sosyal demokratları cebinden çıkarır. Ne kimsenin hakkını yer, ne kimseye hakkını yedirir. Prosedürleri harfi harfine uygular. Onu kimse yönlendiremez. İddia ediyorum, bu adam Türkiyeyi değil, dünyayı yönetecek bir beyne sahip. O bu ülkenin başına geçsin kurt koyunla geçinir. Yanlış yapanı, ispiyonculuk yapanı, partili partisiz demeden kapıdan kovar. Tahrike gelmez, yağcılığı sevmez, yalakalığa prim vermez. Adam gibi adam.
Bir bürokratın söyledikleri de zamanın FADILOĞLU lehine işlediğini göstermesi anlamında anlamlı;
Belediye başkanlarıyla aranız nasıl? şeklindeki sorum karşısında, hep gökyüzüne bakarak susmayı tercih eden, bürokrat, önceki gün daha ben sormadan, başladı Fadıloğlunu övmeye;
-Bir gün bu şehirden giderim. Bunun zamanını bilemiyorum. Bu kadar yer gördüm, yer gezdim, ama bu kadar zeki bir belediye başkanına daha rastlamadım. Rıdvan Beyi çok takdir ediyorum. Entelektüel birikimi çok fazla. Bir işi idare ederken onun nereye varacağını, vardığı noktada ne olacağı görebiliyor. Birkaç konuda insanları uyardığını ve onları hata yapmaya düşmekten kurtardığını gördüm. Başarılı bir arkadaş takdir ediyorum. Birgün kritik bir karar vermem gerekirse ilk istifade edeceğim, danışacağım insanların başında geliyor.
Bernard SHAW, insanlar değişir ve değiştirir demiş…
DOĞRU SÖZE NE DENİR?
Değirmen sele gitmiş biz hala şakşakısını arıyoruz. (Mehmet ATAR)
Kalın Sağlıcakla...