Yıllardır iğne ve ipliği elinden hiç bırakmayan ve terzilik mesleğini yaparak ailesinin geçimini sağlayan Aslan, çocuklarını iğnenin ucu ile okutup büyütmenin gururunu yaşıyor. Yılların emeğiyle süslenmiş küçük terzi dükkanında yılların birikimi ve mesleğe adanmışlığıyla çocuk yaştan beri mesleğini sürdüren Aslan, yıllardır mesleğini özveriyle sürdürüyor.
Hem mesleğini yaşatmanın hem de ailesini bu meslekle ayakta tutup, çocuklarını da meslek sahibi yapmanın gururunu taşıyan Aslan, terzilik yaparak okuttuğu 2'si kız 2'si erkek 4 çocuğundan 2'si öğretmen oldu. Okumayı çok istediği halde ailesinin imkanları nedeniyle okuyamayan ve okuyamamanın da içindeki ukdesi ile çocuklarını okutan Aslan'ın 2 erkek oğlu İngilizce öğretmeni olarak babalarının çocukluk hayalini gerçekleştirdi. Okutup, meslek sahibi yaptığı ve evlendirdiği çocukları sayesinde hayatının mutlu günlerini yaşayan Aslan, çocuklarıyla gurur duyuyor.
Askerde de ordu evinde terzilik yaptım
İlkokulu bitirdikten sonra babasının yönlendirmesiyle terzi ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başladığını anlatan Aslan, "Ben 1969 yılında bana mesleği öğreten ustamın yanında çırak olarak bu mesleğe başladım.1982 yılına kadar ustamın yanında çalıştım. Askere gidince aynı dükkanda çırak ve kalfa olarak çalıştım. Askerlik görevimi Diyarbakır'da yaptım. Askerde de ordu evinde terzilik yaptım. Askerlik görevimin ardından daha sonra Gaziantep'e gelince kısa bir süre kaldım ve ondan sonra da İstanbul'a gittim. İstanbul'da da bir moda evinde bir buçuk yıl çalıştım ve daha sonra evlilikten dolayı Gaziantep'e geldim. 1987'den bu yana da işletmecilik yapıyorum. Şu anda 64 yaşındayım ve 8 yaşında mesleğe başladım" dedi.
Burada bizi konfeksiyonla kıyaslıyorlar
Tekstil firmaları ve konfeksiyonların çoğalmasıyla terzilerin başka alanlara yöneldiğini belirten Aslan, "İstanbul'da bu işi severek yaptım ama Gaziantep'e geldiğimde o sevgim kalmadı. Emekliyim ve şu an mesleği emekliliğimizden dolayı yapıyoruz. İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde mesleğin bir değeri var. Ustaları bir sanatkar olarak görüyorlar. Fakat bizim burada ise bizi konfeksiyonla kıyaslıyorlar. Bu da bizim zorumuza gidiyor. En kötüsü de eleman yetişmiyor. Ben burada eğer mesleği sevmiş olsaydım; iki oğlumun birini kesinlikle terzi yapardım ama yapmadım" diye konuştu.
Eskiden terziliğin revaçta olduğunu ve diğer mesleklere göre daha çok ilgi gördüğünü belirten Aslan, eskiden tüm sanatkarların dükkanlarında en az 4-5 kişinin çalıştığının altını çizerek, kimsenin artık çocuğunu bu sanata göndermediğini ve gençlerin de bu mesleği tercih etmediğini söyledi.