Dün zamanımın bir kısmını sevdiğim eski şarkıları, sevdiğim seslerden dinlemeye ayırdım. Bir ara Celal Güzelses’e takıldım. Gençlerin çoğu pek bilmezler. Celal Güzelses 1900 Diyarbakır doğumlu, on yedi yaşlarında Atatürke bir türkü okuyor ve Büyük insan da ona “Şark Bülbülü” üst ismini veriyor. Güzelses elli dokuz yaşında vefat ediyor…
Çocukluğumda, gençliğimde türkülerini zevkle dinlemişimdir. Onun bir de ünlü Yaş Destanı vardır. “Bir güzel ki on yaşına girince” diye başlayıp atmış beşlere kadar devam eder.
“65 de hiç bakılmaz yüzüne, ahreti gözleyen süphana benzer, 65’den sonra beller bükülür…Kanlar çekilir. Gel gel diye toprak çağırır…”
Türküyü unutmuşum, bakalım yetmişte, seksende n’olacak diye beklerken 65 de umudu yitirmiş Güzelses…
Çok değil, 1920’ lerde, yani yüz yıl kadar önce demek ki ülkemizde ellilerden sonrası ihtiyarlık sayılıyor…muş. Şimdilerde olgun yaş yetmiş beşlerde. Yaşlılık belki seksenlerde başlıyor… Dilerim daha da artar…Hele şu Covid 19 u bir atlatalım…Artık bize karada ölüm yok!
Güzelses’in şiiri yirmiden sonra beşer beşer gider. Ben de ona uyarak 65 den sonra yetmişe atlayayım bari.
Yetmişinde azgınlaşır, kurs açar
Sakalın uzatır küflü ilimler saçar
Üfleyeyim diye, sübyanlar arar
Koyu dindar olmuş imama benzer!
Bademleme dileyen softaya benzer…