Bodrumspor galibiyeti her şeyi anlatmıştı, işin özetini, sistemin bozukluğunu. Dengimiz rakipler ve mağlup olmamamız gereken Samsun ve Sivasspor maçlarını kaybederken, kötü günlerin sinyalini veriyordu.
Galatasaray dengimiz değil ve de eksiklerimiz vardı, puan almamız sürpriz olacaktı. Sırada eski gücünde olmayan, çıkış arayan Trabzon vardı. Henüz daha galibiyetle tanışmamıştı. Gaziantep Fk yeni transferleriyle korku vermiyor değildi.
Saha avantajını düşünür, yeni transferleri de teraziye koyarsak kazanmak için umutsuz değildik. İllede kazanıp, üc puan alması gerekmezmiydi.
Selçuk İnan ne yaptı?
Elindeki geniş kadro ile ideal bir isimlerle sahaya çıkamadı. Takımın iki dinamosu Oğün ve Maxim kulübeye çekilmiş, oynanan maçların faturası kesilmişti.
Hücuma nasıl çıkılacak, kanatlar nasıl çalışacak bu noktada gözden kaçmadı. Oyuncu tercihleri adeta arap saçına döndü, ne zaman ne yapacağı belli olmadı. Oyunun ilk yarısında iki takımda temposunu arttıramadı, üretken ve temkinli oynadılar. İkinci yarıda Trabzon tempoyu arttırdı, gol isteyen bir oyun şekline büründü. Karşılıklı ataklar olmasına rağmen savunma ve kalemiz zor anlar yaşadı. Gaziantep FK pozisyon bulduğu anlarda adeta eridi.
Maçın kilit adamı kim derseniz Sokratis bir kaç pozisyonda takımını ipten aldı. Yine Sorescu ile kanattan rakibe korku verdik ama girişimleri yeterli olmadı.
Bu maç golsüz bitti ama çok ders almalıyız. Trabzon’u böyle bir durumda yakalamışsın evinde mağlup edeceksin.
İnan’ın olmuyor Selçuk hocayla. Yine aynı sıkıntı veren oyun tarzı, rakibe evinde korku veren, savaşan o takım yok sahada. Yine bir maç, yine taraftın mutlu olmadığı skor ve oyun.. Sırada Eyüpspor ve Beşiktaş var. 5 maçta 4 puan, kaybedilen ise 11 puan.