KÜRT DUMANLI HAVAYI SEVER
Kerkük bünyesinde biriktirdiği zengin petrol kaynakları nedeniyle geçmişten beri Peşmergenin hayallerini süsleyen bir şehirdi. Nitekim Irakın işgaliyle birlikte Kerküke giren Barzani güçleri tapu dairesiyle, Nüfus İdaresini yakmıştı. Amaç şehrin demografik yapısını değiştirmek, istikbalde olası bir kürt işgali için nüfus dengesiyle oynamaktı.
Nitekim Kerkükle uzaktan yakından alakası olmayan kitleler şehre yerleştirildi. IŞİDi durdurma bahanesiyle Kerküke yerleşen peşmerge bir daha Kerkükten çıkmayacağını ilan ediyor. AKP Hükümetinin Barzani sever politikası şimdilik kaydıyla Kerkükü bir oldu bittiye getirmiş görünüyor.
'TÜRKLER MÜSLÜMAN DEĞİL' DOLAYISIYLA TÜRKMENLERDİR
Tarih boyunca Türkler hiçbir Ortadoğu halkına benzememiştir. Türkler İslamın aydınlık yüzünü, Araplar ise ırki karanlığı temsil eder. Türkler hak dinin rahmetini yansıtır, Araplar ise Sami ırkının kan döken şehvetinin ispatıdır. Türkler laiktir, çağdaştır, cumhuriyetçidir. Araplar ise din ve devlet işlerini birbirine karıştırmıştır, asrileşmemiş tersine çağın gerisinde kalmıştır.
Bu nedenle bütün gerici ve dinden beslenen Sünni - selefi örgütleri Türkleri Müslüman olarak görmezler. İslam harici saydıkları Türkler onların doğal hedefidir. Aynı mantık sosyal siyasal ve kültürel kaygılardan dolayı Irakta ve Suriyedeki Türkmenler içinde geçerli sayılmıştır.
IŞİDin milliyet esaslı olarak saldırdığı tek coğrafya Türkmeneli coğrafyasıdır. Musul, Telafer ve Tuzhurmatı başta olmak üzere bu ilçelere ve şehirlere bağlı köyler ve nahiyelerdeki kanlı infazlar ve boğazlaşmalar hiç bir kural ve kaide tanımayan başı bozuklar sürüsünün iki dudağının arasındaki merhamete terk edilmiş olması ise bir bölge gerçeğidir.
IŞİD - PEŞMERGE İŞ BİRLİĞİ
IŞİD ve Peşmerge güçlerinin Erbilde gizli bir görüşme yaptığı ve kimi konularda mutabakata varıldığı sızan haberler arasında. Buna göre Peşmergeler IŞİD hedeflerine saldırmayacak, IŞİD ise işgal ettiği şehirlerde kürt partilerinin siyaset yapmalarına engel olmayacak. Tek hedefi kurulacak Sünni - selefi devleti için şii safarisi düzenlemek olan IŞİDin bu zamana kadar herhangi bir İsrail hedefine yönelmemiş olması, bir İsrail beslemesi olan Barzani güçleriyle işbirliğine gitmesi de bu tür radikal örgütlerin derin ve karmaşık ilişkilerini deşifre etmesi açısından önemli örnekleridir.
TÜRK ÖLDÜRMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Irak Ordusu tek bir mermi sarf etmeden Musulu IŞİDe teslim etmişti. Derhal Şii Türkmenlere yönelen örgüt akıl almaz yöntemlere başvurmuş, kaçmayı başaran halk ise Erbile ve Sincara sığınmıştı. IŞİDin bir diğer kolu ise Telafere doğru ilerlemişti. Şehrin kısa zamanda düşeceğini anlayan Irak polisi çeşitli nedenlerden dolayı ellerinde bulunan 80 Türkmeni IŞİDe katılabilir endişesiyle toplu şekilde öldürmüştü.
Yine Selahaddine bağlı Tuzhurmatu ilçesinin Biravcılı Türkmen köyüne baskın düzenleyen IŞİD militanları 3ü kadın 23 Türkmeni kurşuna dizerek öldürdü. 3 saat boyunca topraklarını savunan Türkmenlerin evleri yakıldı ve saldırıyı düzenleyen grup yanlarına diğer köylüleri de alarak uzaklaştılar.
Bölgeden gelen saldırı ve infaz haberleri elbette sadece IŞİDle sınırlı değil. Kerkükte ITC (Irak Türkmen Cephesi) Yürütme Kurulu üyesi ve Kerkük Merkez İlçe Başkanı Münir Kafili bir suikast sonucu katledilirken, bir gün sonra Kerküklü Türkmen işadamı Fatih Şakir evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü, saldırıyı gerçekleştirenler daha sonra evi ateşe vererek kaçtılar.
Aynı gün Osman Camcı adlı bir çocuk silahlı kişiler tarafından kaçırıldı. Türkmenelinde Türkmenlere karşı işlenen cinayetlerin kronolojik sıralaması böylece uzayıp gidiyor. Bir taraftan IŞİDin, diğer taraftan Kürt peşmergelerin kıskacındaki Türkmenlerin silahlanmaktan ve kendi milli ordusunu oluşturmasından başka bir çıkar yolu kalmamıştır.
Zira Ankaranın kayıtsız şartsız kürt tezlerini desteklemesi, Türkmenleri sahipsiz bir halk konumuna itelemiş, elleri sürekli zayıflayan Türkmenler ise Irakta savunmasız ve katliam mağduru tek unsur haline gelmiştir.