Gaziantep'te en çok duyduğumuz sözlerin başında "Marka Şehir" repliği gelmektedir. Çünkü her Gaziantepli özellikle Organize Sanayi Bölgelerine, yaptıkları ihracata ve ürettiklerine bakarak kendilerini bu şekilde ifade etmekten büyük mutluluk duymaktadırlar...
Gaziantep dışına çıkınca da şehri tanıtmak için kullandıkları ilk sözcük, "Biz doğunun Paris'iyiz" sözü olur. Bu da bir övünç meselesidir. Bir de, "Ağam biz altı gün çalışır yedinci gün yeriz." sözü ile de hafta sonları büyük bir keyfle yaptıkları piknik ve akabinde kebap yelleme durumuna dikkat çekerler... Şehrin iki can damarını oluşturan Burç Ormanları ve Dülük Ormanlarındaki dumanlar bir yangın emaresi olarak algılanmamalıdır. Bu dumanlar toplu olarak, "yedinci günün" kebap pişirme eylemidir...
Evet, bu şekilde girişten sonra özellikle son zamanlarda kangren haline gelmiş Gaziantep'in trafik sorununa değinmek istiyorum. Güle oynaya yapmış olduğumuz tramvay hattının trafiğe ne katıp ne katmadığını iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü hala yapılmaya devam ediyor... Ebetteki toplu taşımacılık adına yapılanlar önemli hamleler ancak siz bunu yaparken diğerini yani karayolunu daraltırsanız sorunlar da kendiliğinden gelmeye başlar. Tramvay hattı yüzünden yeni bir yerleşim yeri olan Karataş'ın yolunun iki şeride düşmüş olması ve üniversite önünde tek şeride inmesi sadece "şehir planlamacısı" dehası değil sanırım ciddi bir "ironidir" de...
Tramvay hattına yollar feda edilirken, artık neredeyse elli metrede bir karşımıza çıkan kırmızı ışıklar nedeniyle trafikte yol alamaz hale geldik...
Metro yapımıyla alakalı ne beklenildiğini bilmiyorum ancak pahalı oluşundan dolayı herhangi bir girişlimde bulunulmadığını kanaatindeyim. Fakat bu girişime başlanılmazsa inanın çok yakın bir gelecekte trafikte kitlenip kalacağız.
Alt geçitler üst geçitler kavşaklar da yapıl(a)madığı için on dakikada gideceğimiz bir yere en erken yarım saatte gider hale geldik. Yani İstanbul trafiğini geçtik...
Şehirlerarası yolun üzerine yapılan kavşaklarla kırmızı ışığa takılmadan şehrin içinden rahat bir şekilde geçilmeye başlanması harika bir çalışma oldu. Şehrin içine de bu şekilde yatırımlar ve planlamaların ivedilikle yapılması elzemdir. Özdemirbey Caddesinde yapılacak olan 6 şeritli yol ve TOKİ inşaatları özellikle şehrin siluetini değiştirmesi açısından çok önemli diye düşünüyorum... Bunun artarak devam etmesi adeta kırsal kesimlerin savaştan çıkmış görüntüsünden kurtularak modern bir şehre dönüşmesi en çok arzu ettiğimiz durumdur.
Park yerlerinin yeterince olmaması trafiğin önünde en ciddi engellerden birisidir. Şehrin içinde çok katlı otopark yapılacak yerler bulunmalı ve bu sorunun da üzerine gidilmelidir. Batıda metro hatlarının önemine dikkat çekerken, şehrin altında şehri üstünden daha çok adam olduğunu söylerler, doğrudur. Toplu taşımacılığın en ciddi yatırımının metroya yapılaması elzemdir. Yolları daraltan tramvayla, dolmuşlarla, yeni otobüslerle bu işi yapmaya çalışmak sadece zaman kaybıdır..
Hızlı nüfus artışı ve trafikte artan araç sayısının beş yüz binler civarında olması anlatmak istediklerimizi net olarak özetliyor sanırım.
Trafikte beklerken harcanan yakıtın, kaybolan işgücünün ve zamanın ekonomiye zararı hesaplansa abartmıyorum birkaç yılda bu metronun alt ve üste geçitlerin finansmanı karşılanır diye düşünüyorum.
"Devletler yollarıyla şehirler meydanlarıyla bilinir." diye bir sözüm var, ancak ben Gaziantep için ikisinin de yeterince olmadığını görüyor ve üzülüyorum... Zaten trafikte eğitim sorunumuz had safhada bir de üzerine yol sorunu eklenince tam bir keşmekeşe doğru hızla ilerliyoruz.
Belediyelerin bu konularda yapması gerekenleri ivedilikle yerine getirmesi ve tarihi belli olan hedefleri hızlı bir şekilde açıklaması gerekir bence. Yoksa –trafik- meselesi Gaziantep için –trajik- bir hal almaya devam edecektir.
"Marka şehir" olmak idealini sadece sözcüklerin işçine hapsetmek olsa olsa bir peri masaldır.
Bu şehrin mimarisini, trafik sorununu, eğitim ve kültürünü çağdaş şehirler seviyesine çıkartmadan marka olmak sadece hayalcilik ve ütopik bir temennidir.
Belediye başkanlığı sürecinde adayların en çok bu yöndeki açıklamalarını dikkatlice dinleyeceğimi de ifade etmek istiyorum...