BUÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Pehlivan, AA muhabirine, Dünya Sağlık Örgütünce 1996'dan bu yana, kas iskelet sistemi hastalıkları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 12 Ekim'in özel bir gün olarak belirlendiğini söyledi.

Kurulan stantla, şikayetleri olanların romatoloji uzmanlarına başvurması ve erken tanı konulması konusunda farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirten Pehlivan, "Bazen kan tahlillerinde çıkmayabiliyor. Burada ultrasonla erken dönemde eklemlerdeki iltihap tespit edilebiliyor. Şikayetleri olan bir hastada tahliller normal bile olsa, erken tedavi için erken tanı yöntemleri kullanılarak tedavi şansı yakalanabiliyor." dedi.

Yetişkin nüfusunun yüzde 5'inden fazlası risk altında

Kas iskelet sistemi hastalıklarının çok önemli ölçüde iş gücü kaybına, dolayısıyla ciddi maliyetlere neden olduğunu vurgulayan Pehlivan, bu hastalıkların erken tanınması ve tedavi edilmesinin, sakatlıkların ve maliyetlerin engellenmesi bakımından önem taşıdığını dile getirdi.

Prof. Dr. Pehlivan, iltihaplı ve iltihapsız romatizmaların, erişkin nüfusun yüzde 5'inden fazlasını etkileyen hastalıklar olduğuna dikkati çekti.

Bunların çok yaygın görülen, erken tanıyla tedavi edilirse tamamen düzelme imkanına sahip hastalıklar olduğuna işaret eden Pehlivan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Güçlü bağışıklık için anne sütü Güçlü bağışıklık için anne sütü

"Araştırmalar gösteriyor ki erken tanıyla bu hastalıkların tamamen iyileşme ihtimali varken, geç tanı konulduğunda ise maalesef kalıcı sakatlık oranları yüksek. Tabii sadece eklem olarak da düşünmemek lazım bu hastalıkları. Birtakım iç organları etkileyerek ciddi anlamda yaşam kalitesini bozmalarının yanında yaşam süresini kısaltmaları gibi özellikleri de var. Erken tanıyla eklemle ilgili şikayetlerin düzelme ihtimali varken, hem de iç organlara bu hastalıkların atlaması veya iç organların etkilenmesi engellenmiş olacaktır."

Sigara yine başrolde

Pehlivan, romatizmal hastalıkların genetik kökenli olmasına rağmen, önlenmesi bakımından birtakım çevresel faktörler bulunduğunu belirtti.

En büyük risk faktörünün sigara olduğunu vurgulayan Pehlivan, "Yine maalesef gıda hijyeni dediğimiz, doğal olmayan gıdaların bu tip hastalıklara neden olduğunu biliyoruz. Birtakım enfeksiyon ajanların da bu tip hastalıklara neden olduğunu biliyoruz. Bunlara dikkat edilmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Leyla Özekşi Polat