SANAT VE YAŞAM
Kaya Öztaş
Bir arkadaşım var,Devlet Tiyatroları sanatçısı: Büyük Atatürk’ün “..milletvekili olabilirsiniz,.bakan olabilirsiniz,hatta cumhur başkanı bile olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız!”dediği ünlü söz var ya. Arkadaşım bana döndü: “Kaya dedi,kimlere söylemiş bu sözü biliyor musun ?” “Yoo dedim,herhalde genel olarak söylemiştir. ’Hayır,dedi,bunu söylerken karşısında Devlet Tiyatrosu aktörler vardı!” Espriye o zamanlar gülüp geçmiştik ama gerçek payı da yok değil bu acı gerçekte. Kıvırtıyorsunuz bir tv.nin kulağını karşınıza bir kanal:Karşınızda bangır bangır bağırmaktan başka bişey yapmayan karga sesli birisi Ekranın bir köşesinde yazıyor_ Sanatçı . Bir başka kanalda abuk sabuk giyinmiş erkek mi kadın mı olduğu doktor muayenesi yapılsa bile belli olmayan birisi “Bir sanatçı olarak ben..’diye nutuklar atıyor. İÇİNİZDE ŞİİR YAZMAYAN VAR MI ? Hayatında hiç şiir yazmayan bir insanın yürek damarlarının tümü kopmuş demektir! Nasıl laf ettik ama?!* O aşkların , duyguların en yoğun yaşandığı,bir bakışın bir bakışa neler neler anlattığı, bir bakışın aşığı saatlere ağlattığı, sevgiyle,s aflıkla ,duyguların arı, tertemiz olduğu toplumun,gerçeklerin,deneyimlerin henüz kirletmediği o güzel ele geçmez kıymeti bilinmez gençlik çağları var ya.. Eğer bir genç o çağlarda da şiir yazmamışsa gitsin kendini sobaya atsın hiç değilse ısıtmaya yarasın... Şiir döktürmekten çekinmeyin...nasıl olsa yüzde 99 unuz günü gelince şiir dizeleri saymaktan paracıkları saymanın daha önemli olduğu kanısına varacaksınız.Bakın buradan da şairleri takdir etmek gerekir. Herkes maddi kazanç peşinde koşarken onlar kafalarında uçuşan bir iki sözcüğü yakalamaya ve onlardan bir güvercin uçuşu güzelliği yakalamaya çalışmaktadırlar. İşte ünlü şair sözü inanma elbetteki yalandır sözü de bu durumdan doğmuştur belki de.. Gene Ahmet Haşim’di galiba . ‘Şiir şairin karnındadır’ diyen. Karnındadır derken midesini mi,kalbini mi ya da başka organını mı kastetti bilemem bu büyük şair. Ama o kadar da değil canım. Sunu s öyle kabul edersek. Sanat sanat içindir,sanat toplum içindir saçmalığına geliriz .Sanat sanat içindir yeryüzünde söylenmiş en aptalca sözlerden biridir bana göre. Sanatın ne olduğunu tarif edemiyoruz ki sanatın amacının sanat olduğuna gelelim.Adam deli saçmalarını arka arkaya sıralayacak: Sonra da sana : Sen bunu anlamıyor,bundan hiç duygulanmıyorsun ama sanat bunun içindedir! diye hakaret edecek. Buna en güzel yanıtlardan birisini Orhan veli veriyor_ Şiir ayağa düştü Parlat Lostra Osman kunduraları! Bence Cahit Sıtkı TARANCI DA BÜYÜK ŞAİRLERİMİZDEN BİRİDİR. “Şiir kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır” diyor. Bir gün bir yerde birisi otuz beş yaş şiirini okuyordu.Ağlamaklı bir sesle başladı. “Yaş otuz beş,yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün Delikanlı çağımızdaki cevher Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider! Konuşma sırası bana gelince :”Otuz beş yaş şiirinin pek de ağlanacak bir şiir olmadığını söyledim. Çoğunluk şaşırdı.otuz beş ömrün yarısı ettiğine göre tamamı 7o ee,yetmiş yaş da Cahit Sıtkı döneminde pek ağlanacak bir yaş değil. Şair kendi yaşamını 7o e kadar garanti görüyor bir anlamda. Ama sonunda da ne diyor? “ Kimbilir nerde nasıl kaç yaşında’ Bir namazlık saltanatın olacak/ Taht misali o musalla taşında. Kaç yaşında öldü biliyor musunuz Cahit Sıtkı. Kırk iki. Orta ikinci sınıfta bir okul duvar gazetesi çıkarıyordum. Radyodan öldüğünü duyunca tüm gece karton gazetemi elimle yazmış ve tüm gazeteyi siyah bir bantla kaplamıştım şairin ölümüne matemimi belirtmek için. Yeri gelmişken bu şiirdeki ‘Dante gibi ortasındayız ömrün?” Ne anlama gelir biliyor musunuz ? Dante İlahi Komedi’nin yazarı. . Dünya şiirinin devlerinden birisi. Ancak şiir olarak çevirmeyi şimdiye dek kimse göze alamadı ve düz olarak çevrildi dilimize… İşte o muazzam kitap şöyle başlar: ’Hayat yolumun ortasında kendimi karanlık bir çukurda buldum.” İşte Dante bunu yazdığı zaman 35 yaşındaydı. Tarancı bundan esinlenerek “Dante gibi ortasındayız ömrün! diyor. Hadi gençler. n’olur geliniz içinizden birisi bu şiirin bir iki dörtlüğünü okusun! Şiirin en güzel tariflerinden birisi gene Jean Cocteau’ya ait bana göre:” Şiir öyle bir dildir ki başka dile tercüme olunmaz,hatta yazılmış göründüğü dile bile.” Peki ne demek bu? Bu şu demek: Sağlam şiirin bir sözcüğünü yerinden kıpırdatamazsınız.Yerinden oynatırsanız o şiir o şiirliğini kaybeder. Ancak böylesi soylu şiirler de her zaman bulunmaz ha. En iyi şairler bile buna örnek olacak şiiri cuk oturtamazlar.İlerde böylesi şiirlere ya da dizelere birkaç örnek vermeye çalışayım.Bir anımı anlatmama izin verin. Yıl 1971. Dilimize çok önemli eserler kazandırmış bir dost,çok ünlü bir şair ve bendeniz Kaya,şiir ,çeviri,edebiyat üzerine konuşuyor tartışıyoruz.Şair dostuma-ki gerçekten şiirlerini de kendisini de çok severdim ve severim de ama hakkın rahmetine kavuştuğu için adını vermiyorum: “Sen mısra şairisin dedim”Ne demek bu diye biraz celallendi. Yazdığın şiirleri ben de seviyorum,ama analiz ettiğim zaman şiirinin ard arda konulmuş birbirinden bağımsız mısralar olduğunu görüyorum,onun için sana mısra şairi dedim,dedim.kanıtlamamı istedi. Kitaplarından birisi aldım rasgele çevirdim ve çevirmen arkadaşıma da yanıma gelmesini işaret ettim. Başladım şiirini okumaya,biraz da uzunca yazardı,şiirin bir kısmını okuduktan sonra,bu kez hiç kesintiye uğratmadan sonlarından bir yerinden başlayarak okuyup bıraktığım yere geldim ve son birkaç mısrayı okuyarak bağladım.Elimle yaptığım işi yani atladığım ve arkasından okuduğum başka dizeleri çevirmen arkadaşıma gösteriyorum. Şair dostum: Eee ne var bunda ?dedi. Yok bişey dedim.Bu senin mısra şairi olduğun kanıtlar. Nasıl kanıtlar? Şiiri güzel okumaya çalıştığımı,anlamlarını çarpıtmak için bir çaba sarfetmediğimi kabul ediyorsun değil mi ? Evet.Ben senin şiirini olduğu gibi değil,mısraların yerlerini değiştirerek okudum,aha da şahidim. Şiir güzelliğinden bişey kaybetmedi belki,ama sana mısra şairi dememin nedeni budur diyerek işi kadehlerimizi tokuşturarak tatlıya bağladık. Söz nerden nereye geldi.İyi şiirin sağlamlığından yapı taşlarıyla kolay kolay oynanamayacağından söz ediyorduk. İşte size bir örnek:Kolay kolay şiirin yapısıyla pek oynayamazsınız bu şiirde. Haydi Abbas,vakit tamam Akşam diyordun işte oldu akşam Kur bakalım çilingir sofrasını Dinsin artık bu kalp ağrısı. Ben de size birkaç afili kofilli şiir tarifi daha yapayım.. Şiir Sessizliğin sesidir .Sözcüklerin müziğidir.Şiir güzelliğin soluk alışıdır. Şiir dağlardaki çiçek,suyun akışındaki ahenk...Göklerdeki bulut bulutlardaki yağmur.yağmurdaki bereket... Dilin kemiği yok ya say sayabildiğin kadar...
Yorumlar