Komşuda savaş var. Savaştan kaçanların büyük bölümü de ülkemize sığınmış durumdalar. Misafir gelmişler. Türk konukseverliği ünlüdür. Rahatça gelsin ve rahatça yaşasınlar diye Suriye sınırımızı ortadan kaldırdık. Giriş çıkışlar serbest.

Suriyeliler gelirken bir sürü sorunu da beraberlerinde getirdiler. Buların aralarına karışmış olan PKK teröristleri doğu ve güneydoğuyu silah deposu yaptılar. Silah boyutu uçakları düşüren füzelerin getirilmesine kadar uzadı. IŞID ülkemizden terörist toplayıp savaş alanlarına taşımakta. Kaçakçılık yoğunlaştı…

Türkiye bir süper güç değil. Kayıtsızlarla birlikte bir buçuk milyon Suriyeli ülkemize taşındı. Nerdeyse Gaziantep nüfusuna denk bir nüfusu beslemeye başladık. Bu duruma süper güç olan ülkelerin bile katlanacağını sanmıyorum.

Türk töresinde misafirlik üç gündür. Hadi biz bunu üç ay veya üç yıl olarak kabul edelim. Bu süre de yetmeyecek. Çünkü Suriye ile Irak, Afganistana benzedi. Yani suların durulması mümkün görünmüyor. Misafirlik onlarca yıl süreceğe benziyor.

Misafirlerimiz en sonunda edepsizlik etmeye başladılar. Onlar birinci sınıf, yerli halkımız ikinci sınıf vatandaş uygulamasıyla karşı karşıya. Birileri gelip evinizi işgal edecek ve size hükmetmeye başlayacak. Kanunlar da etkisiz kalacak. İşte bu durumun hazmedilmesi imkansızdır.

Gaziantepte Yeditepe Mahallesinde bir süre önce Suriyeli berber bir erkek çocuğa tacizde bulundu. Olaylar patlak verdi. Ardından başka mahalledeki bir olay protestolara sebep oldu. Suriyeliler iyice şımardılar. Önceki gün de Düztepede bir Suriyeli sürücü ana kıza çarparak yaralanmalarına sebep olunca yine protestolar başladı. Sayın Valinin protestoları yasaklaması çok garip bir durum. Siz protestoları yasaklıyorsanız protesto yerine geçecek alternatif bir çözüm üretmek zorundasınız. Çünkü şikayetlerin bir muhatabı olmalı. Kimse kendi ülkesinde esir muamelesi görmeye dayanamaz.

Olaylar Gazianteple sınırlı değil. Komşu illerimizde benzer olaylar yaşanmakta. Kahramanmaraş halkı geçen günlerde ayaklandı ve protesto gösterileri yaptı. Adanada yaşanan olay daha ilginç. Belirli bir bölgede işyeri açan Suriyeliler komşuları olan yerli işyeri sahiplerini 'Buradan ya siz gideceksiniz, ya biz. Biz kalıcıyız, siz gidin… diye tehdit etmekteler. Doğal olarak mahalle halkı ve işyeri sahipleri ayaklanarak protesto gösterilerinde bulundular.

Ülkemize gelen Suriyelilerin hiçbir konuda sorumlulukları bulunmamakta. Araçlarıyla gelenler kentlerde cirit atmaktalar. Araç kaydı, sigorta filan hak getire. Bir araç yurttaşımıza çarparak ölümüne neden olsa yapacak hiçbir yasal uygulama yok. Araç sahibi birkaç saat içinde Suriyeye geçme şansına sahip.

Sınır kapısında yakalanacaklarını kimse beklemesin. Çünkü sınır kapısını kullanarak geçmelerine gerek yok. Mayınlı arazi içinden çok sayıda araç ve yaya geçiş yolları açılmış durumda. Sınır muhafızlarına gereken emir verilmiştir. Kaçakçılık dışındaki geçişler serbest ve kimse müdahale etmeyecek.

Sorunlar yalnızca bugün yaşananlarla sınırlı değil.

Doğu ve güneydoğu bu sayede silah deposu haline getirildi. Devlet kontrolü PKK militanlarına terk edildi.

IŞİD, PKK, ÖSO, Hizbullah ve benzeri terör örgütleri ülke içinde hücrelerini kurdular. Hatta IŞIDın İstanbulda büro açtığı, Konyalı paravan bir şirketin IŞIDa militan topladığı basında yer almakta. IŞID İstanbulu başkent yapacağını bile iddia etmekte…

Geçmişte PKKnin infaz ederek dağlara gömdüğü bir takım insanlar faili meçhul cinayetler adı altında devletin sırtına yüklenmişti. Kontrolsüz geçişlerle ülkemize giriş çıkış yapan karanlık kişilerin işlediği ve gelecekte işleyeceği cinayetler de faili meçhul adıyla devletin omuzlarına yüklenecektir.

Suriyeliler gelirken beraberlerinde hırsızlık, fuhuş, adam yaralama, soygun, kapkaç, gasp gibi toplum huzurunu bozan olayları da getirdiler. Yoğun olarak yaşadıkları illerde ucuz işçilik, ucuz imalat yaparak yerli halkın geçim kaynaklarına göz diktiler.

Bu yoğun göç dalgasının kimlere yararı var?

BOP projesinin uygulanmasına yararlı. İslam düşmanlarına yararlı ve islam dinine zararlı. Ortaduğuyu un ufak edip küçük beyliklere bölmek isteyen ABnin amaçlarına hizmetin en büyük destekçisi.

Bir de RTE ile Esed arasındaki horoz dövüşüne faydalı.

Filler çayırda tepişirken ayaklarının altında çimenler ezilir. Halkımız çimen gibi görülmekte.

NOT; Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekmeleddin İhsanoğlunu destekliyorum.