* Dolu bir kasa, evler ve arsalar bıraktım
* Seçimi popülizm yapmadığım için kaybettim
* İnsanların sadaka kültürü ile yetiştirilmesine karşıyım
* Benim anne tarafım CHP’lidir
* Dayım hâlâ AKP’ye oy vermiş bir adam değildir

Seçimi niye kaybettiğiyle ilgili soruya ise Fadıloğlu, “Hem Büyükşehir, hem Şahinbey Belediyemiz Türkiye’de olmadık popülizmi yapan belediyeler. Umreye götürmeden tutun, Anayasa Mahkemesi tarafından üniversite öğrencilerine burs verilmesi yasak olmasına rağmen buna dolaylı kaynak aktarılıyor. 200 bin adet bisiklet dağıttılar. İnsanlarımızın sadaka kültürü ile yetiştirilmesine karşıyım. Ben ise önünde kuyruk olan kütüphane yaptım” dedi.

KURUMSAL YAPI OLUŞTURDUM 

Köşe yazısının büyük kısmını Fadıloğlu’na ayıran Saygı Öztürk, “Gaziantep’in Şehitkamil Belediye Başkanlığını üç dönem yürüten AKP’li Rıdvan Fadıloğlu, aday olmak istememesine rağmen dördüncü kez aday gösterildi. Seçimi CHP’li Umut Yılmaz kazandı. Rıdvan Fadıloğlu’nun görevi bırakırken birçok belediyede olduğu gibi borç değil dolu bir kasa bıraktığını öğrendim. Bunu araştırdım ve doğru olduğunu tespit ettim. O zaman bunları bir de kendisine sorup dinlemek istedim.” Dedi.

İşte Rıdvan Fadıloğlu’nun anlattıkları:

TİCARET ODASI KÖKENLİYİM

“Ben Ticaret Odası kökenliyim. 17 sene Ticaret Odası’nda başkan vekilliği, yönetim kurulu üyeliği yaptım. Belediye meclislerinde sektörün içinden gelmiş, toplum kesimlerini temsil eden kişiler olmalı. Falanca tarikatın, cemaatin, adamı mantığıyla ya da hemşeri derneği mantığıyla seçim yapılırsa belediyelerde sistem kurulması mümkün değil. 

ANNE TARAFIM CHP’LİDİR

Hiçbir zaman politize olmadık. Bunu CHP’li arkadaşlarım da gayet rahat söyler. Benim anne tarafım CHP’lidir. Dayım hâlâ AKP’ye oy vermiş bir adam değildir. Ben partizanlık yapmadım, kurumsal bir yapı oturtmaya çalıştım. Benim seçimi kaybetmemin sebebi adaylık istememe noktasında sonuna kadar mücadele ettim ve genel hükümet politikasından.

DOLU KASA, ARSALAR, EVLER BIRAKTIM

Türkiye’de borçlu değil kasasında 730 milyon lira nakit parası olan bir belediye bıraktım. Şu an 10 gün içinde nakde dönebilecek 3 milyar liralık, totalde 10 milyar liralık mülkümüz var. Şu anda 1.500 tane konutum var benim.

İŞÇİLERİME ŞARTLI 621 KONUT YAPTIM 

Türkiye’de olmadık bir hedef koymuştum. Biliyorsunuz kamuda artık çalışanlara lojman yapılması söz konusu değil. Fakat işçilerimin de ev alma imkanı yoktur. Bu ekonomik şartlarda 100 bin lira maaş alsa yine ev alamaz. Almanya modelini örnek alıp insanların nitelikli yaşam alanına, uygun şartlarda kiralama metoduyla bir proje geliştirdim. 621 tane konutum bitti, önümüzdeki ay taşınılabilecek durumda.

ŞARTLARIM VAR

Standartlara göre bir insanın kira gideri, gelirinin yüzde 30’unu geçmemesi lazımmış. Ben bu şartı Türkiye’de yüzde 20 olarak uyarladım. Benim belediyemde şu anda en alt kademedeki maaş alan adamım 30 bin lira alıyor. Yeni işe giren örneğin sokak süpüren arkadaşım 30 bin lira alıyor. Onlara, ‘Size aylık 6 bin liraya bu evleri kiraya vereceğim. Fakat şartlarım var.

OKUMA-YAZMA ÖĞRENMESİ ZORUNLU 

Okuma- yazması olmayan, eğer eşi, çoluğu çocuğundan böyle bir sıkıntısı olan varsa evin altına 4 adet salon yaptım. Burada  bir yıl içerisinde okuma- yazma öğrenecek. Eğer okuma yazma öğrenmezse bu kira desteğinden faydalanamayacak. İkincisi de el beceri salonu yaptırdım. Aile bütçesine katkı sağlamak adına bu salonda bir meslek edinecek, bunu sağlayamazsa yine bu evde oturamayacak. 

VİCDANEN ÇOK RAHATIM

Artık Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerinde bir kişi çalışacak, beş kişinin yiyeceğini karşılama dönem kalmadı. Aile bütçesine katkı sağlanması lazım. Tamam, kadını iş gücü piyasasına verirken de küçük çocuğu varsa evinde otursun. Sitenin içerisine kreş yaptım. Bunu da Milli Eğitim’e devrettim. Çocuklar sitenin içerisinden yürüyerek kreşe ve anaokuluna gidebilecek. Orada ki servis masrafını ortadan kaldırıp insanların insan gibi yaşayabileceği Türkiye de olmayan bir modeli gerçekleştirdim. Allaha şükür ben vicdanen çok rahatım kendimi seçimi kaybetmiş görmüyorum. Şehre çok şeyler kazandırdım.” 

ZİMMET ÇIKAN TEK BİR KURUŞUM YOK
Şehitkamil ilçesinin nüfus 867 bin. Nüfusun yüzde 85’i ilçede, yüzde 15’i kırsalda yaşıyor. Benim için işletim sisteminde ki en önemli şey; edep, adap, nezaket. Mazbatasını almadan önce başkan ve beraberindekilere detaylı olarak anlattım, raporumu sundum. Umut Beyle birebir oturup aktardığım bilgiler de oldu. Örneğin bizde yarım bir ilahe, süregelen bir iş yoktur. Çok şükür 15 sene de 15 kuruş zimmet çıkan bir tek kuruşum yok benim. 

ÇAYDANDAN YILDA 5 MİLYON LİRA TASARRUF

Depremde belediye binası yıkılmıştı. Başkan, Türkiye de olmadık bir şey yapıyor, çelik konstrüksiyonlu yatay mimaride 100 gün içinde 4 bin metrekarelik belediye binasını tamamlıyor.  6 katlı olan eski binada 8 çaycı varken, yeni belediyeyi yatay mimaride yaptıkları için ve çay makinaları koydukları için çaycı çalıştırılmıyor.  Belediyede vatandaşa çay ve su bedava, kahve paralı. Bu şekilde yıllık 5 milyon lira tasarruf  ediliyor.
 
 ONLAR GİBİ POPÜLİZM YAPMADIM 

Fadıloğlu, seçimi niye kaybettiğiyle ilgili bir soruya  ise,  “Kaynakları verimli kullanmakla ilgile ben popülizm yapmadım, yapmam da. Gaziantep özelini incelerseniz hem Büyükşehir, hem Şahinbey Belediyemiz Türkiye’de olmadık popülizmi yapan belediyeler. Umreye götürmeden tutun, Anayasa Mahkemesi tarafından üniversite öğrencilerine burs verilmesi yasak olmasına rağmen buna dolaylı kaynak aktarılıyor. 200 bin adet bisiklet dağıttılar. İnsanlarımızın sadaka kültürü ile yetiştirilmesine karşıyım. İnsanların sistemde onurlu bir şekilde yetişmesinden yanayım. Belediyeden bunu alıp da 800 liraya satan insanlar görürsünüz. Ben ise önünde kuyruk olan kütüphane yaptım” dedi.