TEMA eski Başkanı Sait KÖSE de, Üniversite içinde fıstık ağaçlarının kesilecek olmasına tepkili;

Üniversiteler önder ve örnek olmalı. Bilim yuvaları örnek olmayacakta kim olacak? Bugün o kadar senelerin eserini bir anda alaşağı etmek vicdani değil… Fıstık ağaçlarının ağzı yok, dili yok, eli yok, ayağı yok… Savunmasız bir yaratık… Onların hakkını kim savunacak? diyor…

Köse, bu konudaki yanlışın en başından yapıldığına inanıyor…

Rahmetli Mahmut ATAYın mülkiyetinde olan, içerisinde küçük küçük fıstık ağaçlarının olduğu alan zamanında üniversite alanı olarak istimlak edilmiş…

KÖSE O zaman, yanlış yer istimlak edildi diyerek şunları dile getiriyor;

-O günlerde, bu kadar ağaçlıklı olan yerler değil de, Burç yoluna dönerken, TRAMVAYın son durağının çarpraz köşesi, üniversitenin tam karşı köşesi de özel mülkiyetti… Bomboştu… Üzerinde fıstık değil, ot bile yetişmiyordu… İşte buralar istimlak edilseydi, bugün bu ağaç meselesi olmazdı…

Üniversiteye bir öneride bulunan KÖSE, Çocuk hastanesi yapılmaması noktasında değilim. Çocuk Hastanesini, 50 metre ileriye, 100 metre geriye, daha az ağaca zarar verecek bir alana yapın. Çağırın, sivil toplum örgütlerini, mimarlar odasını, yeşil dostu iki üç kurumu, buraya bir bina yerleştireceğiz, doğru mudur? diye sorun. Ben yaptım oldu değil de, birlikte karar alın. Çevreyi koruyarak, çevreyi yaşatarak, diğer bir ihtiyacı gidermek lazım. Sürdürülebilir çevreyi, sürdürülebilir kılmadan yeni bir şey yapmak insanlık adına masum bir savunma değildir.

Rektörü sorumluluğa davet eden KÖSEnin bir de önerisi var;

Zamanında istimlak edilmeyen o alanlar şimdi bile kamulaştırılabilir. Üniversiteyi o tarafa doğru geliştirebirsiniz. Gelişmenin sonu yok. Yeni binalar yapmak için ağaçlık alanları tahrip etmek yerine, daha uygun araziler bulup oraya taşıyabilirsiniz. ÇUKUROVA, İSTANBUL, ANKARAda bir çok üniversite böyledir. BAŞKENT Üniversitesi ADANAda gelip hastane açmıştır. İlla, yerleşkenin içinde bina yapayım demek şart değil.

Mimar, Gazeteci Doğan ÖZDİNÇin söylediği gibi, bilinen tarihi 1000 yılı aşkın olan fıstık ağacı kolay yetişmiyor…

EYYAM-I BAHUR

Kuraklık kendini göstermeye başladı...

Araban ve Barak tarafından olumsuz haberler geliyor…

Yeraltı suları çekilmiş...

Uzmanlar, bundan sonra yağacak yağışların ekine, tarıma faydasının olacağını, ancak yeraltı sularına hiç bir faydasının olmayacağını söylüyorlar...

Yağışlarla ilgili müjdeli haberi Zihni KEPKEP veriyor…

Kepkep, Nisan ortasında güzel bir yağış olacağını iddia ediyor…

Yağışları Eyyam-ı bahur hesabına göre tahmin ettiğini anlatan Kepkep, gökyüzündeki bulutların hareketlerine bakıp, aylar öncesinden gün gün, hafta hafta, ay ay, yağışın olup olmayacağını anladığını söylüyor. Bu yöntemi atadan, dededen öğrendiğini ifade eden Kepkep, Nisan ortasında yağacak yağmuru Eylül ayında bulut hareketlerinden anladığının da altını çiziyor…

Kepkep, MAYISta yağış olacak mı? sorumuzu da, Olacak ama ekmek sulamış gibi diye yanıtlıyor…

YARIŞ İKİNCİ PLANA DÜŞTÜ

Gaziantep Üniversitesinde fıstık ağaçlarının kesilerek yerine çocuk hastanesi yapılması planı, rektörlük yarışını gölgede bıraktı…

Kentin ve üniversitenin birinci gündem maddesi fıstık ağaçları oldu...

Adaylar, rektör Coşkunla ters düşmemek için cümlelerini titizlikle seçiyor…

Rektörlük seçimi için heyecan yok, kulis yok…

Öğretim üyeleri, sorarsan, birkaç dakika düşünüp, bir kaç kelam ediyor…

Zorla konuşan öğretim üyeleri, adaylıklarını açıklayan Mehmet Koruk, Ali Gür, İbrahim Halil Güzelbey, Tevfik Gülsoy, Recep Yumrutaş ve Metin Bayramın alacakları oyların birbirine yakınlığından bahsediyor…

Adaylık için nabız yoklayan Metin KARAKÖK, Cahit BAĞCI, Mehmet TARAKÇIOĞLU ve Mustafa BAYRAMın bende varım demesi halinde oyların birbirinden uzaklaşıp uzaklaşmayacağıyla ilgili ise bir öngörü yok…

Kalın Sağlıcakla...