Mülkiye’yi bitirdikten sonra sırasıyla Nüfus İşleri Umum Müdürlüğü, Zonguldak, Gaziantep, Kars, Sivas, Manisa ve Adana valiliği görevlerini yürüttü. Adana valiliği sırasında (sonrasında) aktif siyasete atılan Akif İyidoğan Kars milletvekilliği, Senato üyeliği, Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı ve son olarak da Cumhuriyet Senatosu İçtüzük komisyonu Başkanlığı yaptı.
Akif İyidoğan, 1932 1935 yıllar arasında Gaziantep valiliği yapmıştı. Bu süreçte kendisine verilen başka bir görev nedeniyle Antakya’yı da ziyaret etmişti. Bu ziyaret işgal altındaki Hatay dışında başka bir yere yapılsaydı sıradan yüzlerce, binlerce ziyaretten bir farkı olmayacaktı. Ama Hatay’da yaşayan Türkler tarafından gerçek amacının çok daha ötesinde algılanmış, muhtemel ki Akif İyidoğan da karşılaştığı manzara sonrası çok şaşırmıştı. 1989 yılında Mehmet Tekin tarafından bu ziyareti anlatan bir kitap yayımlandı. Mehmet Tekin yine başka kitaplarında da Gaziantep valisinin seyahatini anlatan bilgiler paylaştı. Onun satırlarında ziyaretin yarattığı atmosferi şöyle görürüz:
“Nisan 1934’te resmi görüşmeler için Sancak’a gelen Gaziantep Valisi Akif İyidoğan Antakya’da bir kurtarıcı gibi karşılandı. Muhteşem bir karşılama yapıldı. Halk sevinçten valinin makam arabasını havaya kaldırdı. Halk araçtaki Türk bayrağına yüz sürmeye can atıyordu. Fransız idareciler bu karşılamada yapılan gösterilerden rahatsız oldular. Vali ertesi gün ziyaretini kısa keserek geri döndü.”
“Resmi görüşmeler” Halep’te ve muhtemelen Türkiye ile Fransa arasında 29 Haziran 1929 yılında imzalanan bir protokol gereği yapılmıştı. Akif İyidoğan bu görüşmelerde Türkiye’yi temsil edecek heyetin başkanı idi. Sınırın korunması ve gözetimi konusundaki ihtiyaç üzerine düzenlenen protokole göre Türkiye ve Suriye’den eşit sayıda kişinin katılımıyla bir sınır komisyonu kurulacak ve bu komisyon en az 6 ayda bir toplanacaktı.
Toplantı Halep’te yapılmıştı sonrasında Akif İyidoğan belki de sadece gezmek amacıyla Antakya’ya gelmek istemişti. Antakya’ya geleceği ise bir telgrafla bildirildi.
Selim Çelenk’in blog sayfasında kaleme aldığı yazıda Akif İyidoğan’ın Hatay’a ziyaretini haber veren bu telgrafın süreci anlatılır.
“Aslında Eczacı Tevfik Bey Gaziantep’ten “VALİMİZ geliyor, karşılayın” şeklinde bir telgraf çekmiş, fakat telgrafhane “VALİMİZ” kelimesini “VALİNİZ” şeklinde almış, yani telgraftaki “Valimiz” kelimesi “Valiniz” olmuş… Bir harfin yanlış alınması yüzünden Hatay eşsiz, tarihi günlerinden birini yaşamıştı.”
Vali Harbiye şelalelerini gezmiş ve kısa bir süre sonra da Antakya’dan ayrılmıştı.
Ama bu ziyaret Hatay’da yaşayan Türkler için müthiş bir moral olurken, işgalci Fransızları ve Türkiye’ye katılmak dışında çözümler düşünen çeşitli Arap basınını da rahatsız etmişti.
Mehmet Tekin’in şu satırları ziyaretin toplumsal ve siyasal sonuçlarını şöyle anlatır:
“Türk heyetinin Antakya ziyareti Suriye’de büyük gürültülerin kopmasına sebep oldu. Bu yüzden sadece Suriye’de değil, tüm Arap basınının yayınlarında telaş ve öfke dolu ifadeler kullanılmaya başlandı. Yüksek Komiserlik bu karşılamada yapılan gösterileri “usul ve nizama aykırı gösteriler”; açığa vurulan duyguları “bedhahane tefsirat” olarak değerlendirdi ve bunların, asılsız haberlerle bir tahrikatta bulunmağı tecrübe etmek isteyenlerin işi olduğunu belirtti. Yüksek Komiserlik’ten bildirildiğine göre, her ne kadar Vali bu gösterileri hoş gördüğünü ihsas ettirmiş olsa da, Türk-Fransız dostluğuna önem veren Ankara Hükümeti, bunun kendi siyasetine aykırı bir hareket olduğuna dair Yüksek Komiser’e teminat vermiştir. Bu vesile ile Yüksek Komiserlik, 3 Şubat 1930 tarihinde belirlenen Sancak sınırlarının hiçbir surette değiştirilemeyeceğini ve bu konuyla ilgili olarak Türk Hükümetiyle hiçbir görüşme yapılmadığını, esasen bu tür bir müzakerenin yalnız Fransız siyasetine değil, manda taahhütlerine de aykırı olduğunu bir kez daha açıklamış oldu.”