FETÖ’cüler cımbızla seçer gibi tek tek temizleniyor.
Atatürk; "Efendiler ve ey ulus biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır"demişti.
Bu nedenle hepsinin toplanması ve hakettiği cezaya çarptırılması en doğru harekettir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinde devlet kimsenin inancına karışmaz.
Hiçbir kimse de din adına devlete el koymaya kalkmamalı.
Buna cesaret edenler de en ağır şekilde cezalanmalı.
Yalnız bir şey var ki, Türkiye’mizin tek sorunu FETÖ değil.
Bir de ülkemizi bölmeye yönelik, tasması batılı güçlerin elinde olan PKK var.
PKK, yandaşları ve sempatizanları da toplanmalı.
Gereken en ağır cezalar verilmeli.
PKK ülkemizi kanser hücreleri gibi sarmış durumda.
Tedavisi için çok farklı çalışmalar ve operasyonlar gerekiyor.
Ülke yönetimi Osmanlıyı model olarak alıyorsa, Osmanlıdaki bazı örnek uygulamaları da model olarak almalı.
Bir Osmanlı eşkıyası Akkoyunlu devletine sığınmış, Osmanlı aleyhine eylemlerine oradan devam ederken Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan tarafından da himaye görüyordu.
Fatih Akkoyunlu üzerine yürüdü. Devleti kendi sınırları içine katarak bu sorunu çözdü.
PKK Barzani devletinde yaşıyor. Barzani’den himaye görüyor.
Biz Barzani’nin boğazını neden sıkmıyoruz?
Bunu anlamakta zorlanıyorum.
FETÖ’cüler bir bir toplanıyorlar.
Toplananların çoğunluğu FETÖ örgütüne finansal destek sağlayanlardan oluşmakta.
Türkiye sınırları içinde yaşayan bir takım işadamları PKK’ya finansal destek sağlamıyor mu?
Bu işadamları neden toplanmıyorlar?
Son yıllarda Diyarbakır üretimi yüzlerce ton esrar maddesi yakalandı. Bu operasyonlar PKK ‘yı zor durumda bıraktı.
PKK’ya tek seferde veya rutin olarak para aktaran işadamları tek tek toplanıp mal varlığına el konmalı.
İşyerlerine kayyum atanmalı.
Barzani’nin ülkemizde bulunan 186 şirketine de el konulup kayyum atanmalıdır.
Unutmamamız gerek önemli bir nokta var.
Yılanın kuyruğunu keserek zehrinden kurtulamazsınız.
Yuvası dağıtılarak başı ezilmeli.
Aksi takdirde bu hain örgüt uzun yıllar can yakmaya devam edecektir.
Kandil ve destekçisi Barzani var oldukça PKK da var olacaktır.
Osmanlı’dan son bir örnek daha vereyim.
Taç giyen Osmanlı padişahları ilk iş olarak ülkenin içişlerini düzenlerdi.
Devlete zararlı unsurlar toplanıp günün şartlarına göre cezalandırılırdı. Saltanat kavgası yapma ihtimali olan kardeşler bile katledilirdi.
Ülke içinde huzur sağlandıktan sonra sınır dışındaki işlerin çözümüne sıra gelirdi.
Biz ülkemizde PKK, IŞID, FETÖ gibi ahtapotların kollarını kesmeden dışarıya yönelirsek bir koltukta birkaç karpuzu birden taşıyamayız.
Günü kurtarmak doğru değil.
Kesin ve köklü çözümlere ulaşmak için herkes elini taşın altına koymak zorunda.
Doğal olarak taşın altına ilk girmesi gereken eller de devleti yönetenlerin elleridir.