Anladığım kadarıyla AK Partinin planı denedik ama gördünüz iktidar kurdurmadılar propagandasıyla erken seçime gitmek. AK Parti için rasyonel olanı da yüzde 2-3 daha puan alarak tek başına geri gelme şansını denemek. AK Partinin kaybedeceği bir şey yok. Yeni seçimlerde %35e bile düşse bile yine birinci parti olacak ve milletvekili sayısı azalsa da, MHP-CHP tek başına iktidara gelemediği sürece bugünkü koalisyon senaryoları geçerliliğini koruyacak. Ki bu da düşük bir olasılık zira araştırmalar da, AK Partinin bugün seçim olsa %45 alabileceğine işaret ediyor. Önceki yazımda, MHP ve HDPnin CHP azınlığını desteklemesinin demokrasi adına en optimum model olduğundan bahsettim ama ne yazık ki bu formül çok gerçekçi gözükmüyor. MHP söylemlerinde çok katı. HDP daha da ikinci günden Öcalanı dillendirmeye başlayarak bu işbirliğini zorlaştıracak bir görüntü çiziyor.
Siyasiler umarım AK Partinin çoğunluğu yakalayamaması ile, ülkede demokratikleşme ve normalleşme adına ne kadar önemli bir fırsat yakalandığını göz önüne alarak rasyonel ve faydacı hareket etme basiretini gösterirler. Zira, AK Parti erken seçime giderse, tek başına iktidar olarak geri dönmesi muhtemel. Bu yüzden mutlaka bu aritmetik bulunmuşken iyi kötü koalisyon kurulmalı. MHP-HDP destekli CHP azınlığı olmuyorsa, benim önerim AK Parti azınlık hükümeti.
Bu formülde; AK Parti dışındaki partiler iktidarda olmadıkları için kendilerini ortaklığı sürdürme sorumluluğunda ve dolayısıyla belirli konularda fedakarlık yapma zorunluluğunda hissetmeyecekler, bu bir. Dolayısıyla, önceki yazımda bahsettiğim siyasi reform ve restorasyonlar üzerinde kolaylıkla uzlaşabilecek bu üç parti, gerekli yasaları AK Partiden bağımsız bir şekilde kolaylıkla çıkarabilirler, bu iki. Bununla beraber, parlamenter sisteme getirilen en büyük eleştiri olan yasama ile yürütmenin çakışması meselesi de AKPnin yürütme, diğerlerinin de yasamada hakim olması ile çözülmüş olur, bu üç. Böylelikle, AK Partinin erken seçime gidip tek başına yeniden otoriter olarak dönmesindense, AK Partinin kontrol edilebildiği bir azınlık iktidarı da normalleştirmeye katkı sağlar, bu dört. Diğer partiler iktidara girmeyerek ama aynı zamanda iktidarın kurulmasına olanak vererek yıpranmamış olurlar, bu beş. Bu esnada barış süreci de devam eder; AK Parti, hem HDP hem de CHPyi sürece dahil etmek zorunda kalır, bu altı. AK Parti; hükümetin tek sorumlusu olarak, bir sonraki seçimlerde başarıyı yakalamak adına ekonomiye odaklanmak durumunda kalır, gereksiz siyasi tartışmalar ile daha da puan kaybetmek istemez, bu da yedi.
Umarım, erken seçim kararı almaya gerek kalmadan, mevcut aritmetiğin demokratik nimetlerinden faydalanma yoluna gidilir.