Hösüyn, yazara , yanı ba döndü :' Yên tintabatdır! Birez deli doludur amma eyi arhadaşdır…Galbinde bi kötülô yogdur…Sa bi roman yazdırmag isdey!'

- Eyle mi ?

Amma, niye yalan sôlemeli, içimden:'Dur bahalım hele, o zamanlar memleketde üç gişiden biri polis…' dey sôleniy…

Hösdüm.

Bi susgunlug oldu. Hösüyn de benim tintabatlêmi biliy. O da bi terslig olmasın dey huzursuz… Birer yudum da aldıg,havadan sudan bi iki haneg eddig .Hello geldi.

' Temam ağam, halleddim, a şindi mezelerimiz de gelir...'

Çiş edmegle mezelerin gelmesi arasındahı ince ilintiyi anamadım amma ses edmedim. Hösdüm. Ameriha görmüş birisini bazen annamag zorlaşabilir dey düşündüm.

Bardanı yeniden doldurmuşdug. Yarısını bi yudumda höpürdeddi. Âzına bi duzlu fısdıg attı.

Uzunca süren bi sessizlig oldu. Sessizlig benim gulaglarımı rahadsız ediy!

Hellonun bardana boşaltdê arahı sesi sessizlê bozdu.

' Hele birez bi sôg su getir yav...'dedi.

Bi sürahi bu, iki tene de güccüg bahır san getirip masıya goydum.

Hello bardandahı arahıy fondipledigden sôna Hösüyne döndü:

' Hele doldur yôrum Hösüyn, çogdandır içemeydig, nader oldu yav?…'

Satine bagdı.' Abov, beşaltı saddir içmemişig yav, daha fazla gecigmiyeg , sôna mademiz, bize küser!…' deyp doldurulan bardan gene yarısını, bi seferde höpletti. Âzına iki duzlu fısdıg atdı…

Ben: 'Böyle devam ederse bu bi sate galmaz düşer!'dey düşünüyken o, bardan içindeki arahıy da madiye endirmişdi bile.

' Hele şuna azıcıg arahı goy bahalım ağam!' , dedi Hösüyne.' Bu bardan dibi delig mi ne ?!' Elindeki boş barda bunnunun ucuynan gösderdi…

Arhadaşı, arhadaşımız,Hellonun huyuna husuna alışıg, barda yarıya gader arahı, yarıya gader su doldurdu. Hello :

' Eyvallah! Arahı verenin çogolsun ağam!' dedi.

Buz getirmeyi unuttuğumu fargettim. Biraz da zamandan gazanmag uçun hemen kagdım. 'Buz getiriym !' dey müsade istiyereg odadan dışarı çıgdım. Bi sürahi buzlu su getirdim. Bi tabag da pendir, temetos, yôrd…

' Zahmed edmiyeydin yôrum, taman her şey gelici dedim. Neyse gene de sağolasın…'

- Çiy küfte de gelici miydi? Bunu soran Hösüyn.

- He he, yapacaglar taman, hele şindilig fısdıgnan idare edin, bag pendir, yôrd da var…'

Gürp! Bi tene da yuvalladı. Bardan yarısına gader…

Bardagları dohuşduruyken öyle altdan filan vurmey ha…Sahı sanırsın gendisi Antebin kiyası.

İşte onunla tanışmam böyle başladı.

Mezelerden heç birine dohunmey. Sağ elinin dış yüzüynen bıyyıglarını, azını guruley, azına iki fıstıg atıy. Yumrug mezesi dey buna deyler heralda dey düşündüm.

Bıyyıgları sahı şô ressam Salvadar Dali. Enine boyuna, dış görünüşünde salam yapılı ellilig admışlıg bi deliganlı. Birez ses ayarı yapmaguçun ôsürüp môsürdügden sôna:

' Ağam, dedi, beki sa annadmışlardır, ben uzun zaman Amerihada yaşadım. Tam bi sene yeddi ay on iki gün dohuz sat …Amma memlekete geri döndüm. Oruya alışamadım, bizim Antebimiz kimisi yog! Ben bu Ameriha maceramın romanını yazdırıcım…Sen yazarmışsın…Ben de hele bi tanışag balım, yapacag mı, yapabileceg mi, anlaşabilecegmiyg dey geldim…' Devam Edecek