Bakış açıları farklı insanlar, birbirlerini çok sık, yanlış anlarlar. Doğru olan, akıl mantık yoludur. Bu yoldan sapanlar, diken toplarlar. Neye yarar şu üç günlük dünyada, vaktimizi kavga ile geçirmek.
Empati yaparak, adil davranmak, belki de hastaya, bir su içirmek. Her kavganın, sürtüşmenin, küsmenin, mutlaka bedeli, acısı vardır. Oysa hoş görülü, munis bir tavrın, ömür boyu sonsuz, sevinci vardır.
Özdeyişler bizim, akıl hocamız gibidirler. Onlar üstün aklın, özlü sözleridir. Biraz hatırlasak, fayda görürüz. Anlayışlı olmak, işin özüdür. Hobiler ve zevkler farklı olsa da, insanlar tavrında aynı kalsa da, vazgeçilmez dosta sıra gelince, taraflar bir orta yol bulabilir. İki bakış eğer çok zıt değilse, birbirine kısmen olsun yakınsa, dik üçgene benzer çare bulunur. Hipotenüs çizgisi, bir orta yoldur.
Paylaşılan şeyi, görebiliriz. Buna bazı benzer huylar diyebiliriz. Bu yoldan bir dostluk kurabiliriz. Yetersiz kalırsa, vakit kaybıdır.
Bakış açısının hangisi doğru, önemli olan şey aslında budur. Olumsuz düşünce, er geç silinir. Fakat inatçı olanlar, yine de yolundan şaşmaz. Çok sayıda insandan tepki görse de. Netice de bir gün gelir, toplumdan dışlanır. İstese de istemese de…
Zamanı gelince bitmesi gereken her şey biter. Biteni görmeyenler, bittiğini görmezler. Sezgisi az olanlar, sezmeyi bilemezler. Sevmeyi bilmeyenler, dostluğu istemezler. Onlar ne istediğini, zaten hiç bilemezler.
Hayat bir anda biter, kimseye aldırmadan. Ey dost akıllı ol, birine saldırmadan. Biraz durul sakin ol, denizler durulmadan. Hiç kimseyi yormadan, boş yere sen de yorulmadan. Boşuna konuşuruz, zaman zaman hepimiz. Bir avuç topraktır, en sonunda yerimiz.
Maksadını hep aşar, bazen boş sözlerimiz. Vefalı dost görmeyi istiyor ve özlüyor gözlerimiz…
Kalın sağlıcakla değerli okurlarım…