Birine veya bir topluma akıl fikir bilgi verirken seninde söylediklerine uygun bir yaşama şeklin olmalı yemek yerken Yanına gelen birine yemek ikram edilmeli paylaşımcı olmalı
Yani hani güzel bir veciz sözümüz var:
''Devriş'in fikri ve zikri bir olmalı''
Yıl 1960 lı yıllar
Çarşıda bir hamal var
O zaman tiren garından gelen yolcuların valizleri dahi hamallarla taşınırdı.
Çarşıda ticaret merkezlerinde de hamallar devamlı yük taşır
Hamallık bir meslek geçim kapısıdır.
O kadar ki Ölen birisi için belediyeden ölenin evine Cenazenin yıkanması için teneşir ve tabut hamal sırtında taşınırdı.
Çarşıda camcıların özel hamalları vardı.
Bu hamalların sırtlarında Cam konacak bir tahta düzenek üzerine camlar konur ve taşınırdı.
Gelelim esas konumuza
Hikayemize :
Çarşıda bir camini Caminin imamı ve bir hamal var.
Hamal Amca öğle vakti eline yarım somun alır bazen kuru kuru bazen içine bulursa zeytin veya helva alır bir köşede yer.
Caminin imamı camiden çıkar camini bir yanı kebapçı bir yanı baklavacı.
Önce kebapçı da karnını doyurur
Baklavacıya geçer.
Hamal amca bu durumu hep görür ve iç geçirir
Bir gün dayanamaz
İmam Baklavacıda baklava yerken Hamal içeri girer
İmama sorar
Hocam bu Dünyanın nimetlerinden Biz ne zaman göreceğiz der ekler
Biri yer biri bakar
Kıyamet orada kopar der.
Hoca sakin sakin hamala bakar ve der ki.
Fakir sabırlı olur der
Hamal amca nefsi çekmiş
Baklavaya bakar iç geçirir
Sahandan bir dilim baklavayı alır ve yer
Şimdide sen biraz sabırlı ol bakalım der
Baklavayı yer
Ve çıkar.