Yıllar önce Gaziantep denince aklımıza ihracat sanayi ticaret gelirdi.

Gaziantep e gelen  resmi ziyaret için veya iş görüşmeleri için gelenleri organize sanayi yi  gezdirirken  mutluluk  duyardık.

Küçük sanayi  için burası  nasıl küçük sanayi  her taraf  mükemmel  imalat haneler var  denirdi.

Yaygın basın yani Türkiye geneli ve Dünya  bazında  haber yapmak çok   kolaydı.

Bunun yanında gelen bir  misafirimizi  ağırlamak maddi acıdan da  kolaydı.

Şimdi anlayamıyorum.

Birkaç  kişi  misafir le bir yemeğe çıkmak  hangi Babayiğidin harcı?

Karataş da Çarşamba  pazarına  gittim hava  serinliyor kendime  bir eşofman alayım dedim.

Hani  günlük  giyecek çok pahalı  olmayan bir şey  düşünürken fiyatlar  beni  şaşırttı. 

Satıcı Genç bir  insan kibar  kültürlü  bana  bir şeyler satmak  istiyor .

Bizde ilk gelen müşteri önemli.

Aman siftah bozulmasın da.

Ben de düşünüyorum bunu alırsam emekli maaşın bu gün için miktarını nasıl bir eşofmana vereyim.

Genç  benim hesapları mı anladı. 

Alacağım Eşofman  için bana Devletimin verdiği bir  günlük paradan fazla para  veremem .

Düşüncemi maalesef anladı.

Aldım  ama  sanki ne aldım bilemedim.

BİR EŞOFMAN   ALMAK İÇİN BU  KADAR HESAP  YAPMAK  ZORUNDAYIZ MİSAFİRLE VEYA  AİLECEK LOKANTAYA  GİDEBİLİR MİYİM ?  

GASTRONOMİ  BENİM  NEYİME.

Bu şartlarda yaşamak için gelirim var mı?

 Ben Biz bunları düşünürüz. 

Benim  hesabım bu oluyor.

Bu günlerde ziyaretlerde arkadaşlar arsında yapılan konuşma  konusu bu.

Gaziantep de esnaf  anlayışı  bitti.

Her iş yeri çok lüks  oldu. 

Harcanan paralar Vatandaşa  yükleniyor.

Yeni açılan bir lokanta  gibi yerler  çok lüks yapılınca  harcanan para maliyete yükleniyor.

Vatandaş bu yerlere gidemeyince harcanan para boşa gidiyor iş yeri kapanıyor.

Yazık oluyor harcanan paralara.

Lokanta benzeri yerler temiz olsa yeter.

Eskiden fabrikası olan komşularımızı  bilirdik.

Onların yaşam tarzları da çok  farklı olmazdı.

Bir iş adamının Bir iş adamları derneğin Genç iş adamlarına yaptığı konuşma hala aklımda.

İş adamının konuşmasından konu ile ilgili kısa bir kesit :

''Bir arabamız vardı Sabah kalkıp işe  giderken çalışmaya bilir kaygısıyla arabayı bir yokuşa  bırakırdık.

Sabah çalışmazsa  yokuş dan aşağı bırakır çalıştırırdık.

Para kazanmaya başladık ama  uzun zaman aynı arabaya bindik

Kazandığımız para ile araba almadık.

Yeni  tezgah    aldım  imalatı güçlendir dim' dedi

Burada ki  ince  çizgiyi  anlayalım.

Her kes  çok para kazanmadan lüks  yaşarsa toplumunun 

 tümünün hesapları  şaşar  

Para kazanmak lüks yaşamak için para kazanmak için  olunca  Her şey çok pahalı olur hayat çekilmez olur.

Maliyeti artıran  İş yeri kirası  Akaryakıtın  nakliyeyi  taşıma ücretini artırması  Yolların köprülerin yüksek paralı olması maliyeti artırıp  fiyatlar uçuyor.

Vatandaş  her alanda vergi verirken  yolların köprülerin yüksek ücretli  olması  hayatı  yaşanmaz hale  getiriyor.