Türkiye'de Kahve kültürü oldukça eski ve yaygın. Geçmişteki Kahve kültürüne bakıldığında şimdiki gibi değil. Eski kahve kültürü, bilim, ilim, ülke sorunları, insanoğlunun sağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşamı için her şey konuşulur ve dinlenirdi. Büyüklerin küçüklere, küçükleri büyüklerine karşı saygı ve hürmet anlayışı ile yaşam sürdürürdü.
Ya şimdi?
Ne sen sor ne de ben söyleyeyim. Bizler geçmişteki birçok güzel yaşam tarzımızı birer birer kaybettik. Kahve kültüründe olduğu gibi.
Son yıllarda kahvehanelerin yerini kafeler almış olsa da hala yaşamlarını sürdürmekteler. Çok eski yıllara bakıldığında buralar sohbet, dertleşme, dert dinleme varsa sorunların giderilmesi, paylaşım ve garibanların kalabildiği bir mekandı. Hani dertli dertli "Garibanın yeri kahveler hanlar" diyerek söylenen bu türkü geçmişi iyi anımsatmıyor mu?
Gerçi şimdi geçmişte ki gibi olmasa da kısmen yerini ve konumunu korumaya devam etmekte. Ancak ne acı ki geçmişteki medeni anlayıştan çok yoksun yaşam sürdürmekte. Geçmişe baktığımızda tüm sanatkar ve esnaf "AHİ" adabını taşırdı. "Eline, diline ve beline" bağlı Ahi anlayışı felsefesine sımsıkı sarılı yaşardı. Ya şimdi, ne var ki her şeye para çıkar, olarak bakılmakta.
Bunun örneğini Gazetemizin 01.08.2013 tarihli "Haklı İsyan" ana başlıklı haberini örnek olarak sergileye bilirim. Bu haberde göre, Gaziantep Kahveciler Esnaf Odası Başkanı Mustafa İşabeşe esnafının içinde olduğu sorunu kısaca şöyle ifade etmişti.
"Kahve fiyatlarının 3 tl olarak belirlendiği. Ancak kent merkezinde bulunan kafeteryaların 10 tl'ye sattıklarını. Bazı çay ocaklarının oyun oynatma yetkilerinin olmaması halinde sokaklara masa atarak oyun oynattıklarını. Bunun haksız rekabete yol açtığını. Bu konu ile ilgili "Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ile görüşme yaptığını. Konu ile ilgili olumlu bir sonuç alamadığını dile getirmekteydi."
Sayın başkanın bu isyanında yerden göğe kadar haklı olduğunu teyit ediyoruz. Biz haksız diyemiyoruz. Çünkü kural ve yasalar ne gerekiyorsa onun yapılması gerekiyor. İşte bu ve buna benzer olumsuzluklar başta o eski dediğimiz "AHİ" yaşamından yoksun yaşamımıza bağlıyorum. Yozlaştık. Yozlaştırdık. O nedenle sorunları çoğalttık. Galiba daha da çoğaltacağız.
Meslek ve Esnaf Odalarının belirlediği fiyatlara uymaz olduk. Çay ocakları çay satar, oyunu da ele aldık. Cadde ve sokaklar yaylar içindir oraları da işletme alanına aldık.
Geriye ne kaldı trafikte ki açık alanlar. Yayalar nereden giderse gitsin sorun mu ki?
Bu konuda sayın başkan sorumlu arıyor. Tabi ki halkta sorumluları arıyor.
Sorumlu aramak gerekse öncelikle hepimizi göstermek gerekir. Sorumlulukta; ilgili ve sorumlu mercilerin payı daha çoktur. Onlar üzerlerine düşenleri yaparlarsa sorunların çözümleneceğinden eminiz. Her konuda olduğu gibi sorunların üzerine gidilmediği zaman sorunlar çoğalmıştır.
Gönül ister ki Sayın başkanın sorunu giderilsin. Giderilsin ancak birde "HALKIN HAKLI İSYANINI DİNLESİN"
Dinlesin ki KİMİN "İsyanının" ağır bastığını görsün.
Bu konudaki açıklamalarımızı bir sonraki yazılarımda beyan edeceğim.
Devam edecek.