HALKIN HAKLI İSYANI (3)
Ahmet Mengüç
Gaziantep en yoğun göç alan illerin içerisinde yer almakta. Yoğunlaşan göç nedeni ile ister istemez gecekondulaşma aldı başını gitti. Buraların genel adına varoşlar deniyor. Sokaklar daracık, caddeler sokaklardan farksız. İmarlı kesimde ki sokaklar buralardaki caddelerden çok çok geniş. Anlayacağımız buralardaki sokaklarda iki komşu pencerelerinden karşılıklı el uzatsa neredeyse tokalaşacak bir mesafede. Hani Nihat Doğan'ın bir türküsü var "hoşgör mahallesi dip dibedir evleri" dediği gibi dip dibedir bütün evler.
Bu evlerde birden çok yeni yetişen gençler mevcut. Neye yönlendirilirse o yöne akıp giderler. Haram ve yasak tatlı gelir o çağlarda onlara. Çünkü gençtir, gördüğünü değerlendirecektir. Çevresinde gördüğü her şeyi yaşamak ister. Gençliğe baktığımızda ilk olarak sigara, alkol, kahvehane, atari oyun alanlarda kendini göstermekte. Bunların içinde en tehlikeli olan ise elbet ki alkolü ve keyif alıcı içeceklerdir.
Mahallede hazır büfelerde varken ister istemez yönelecek büfenin kapısına. Bir girdimi bin adamla çıkaramazsın kendisini. Bundan sonra kapıldı mı o sevdaya. Bırakması ve bıraktırılması çok zordur. İmam, haci, hoca istediği kadar versin fetva ve vaz etmez çare. Hatta devletin üst düzey yetkilisi desin İçki içmeyin, içkinin zararlarını saysın dursun. Kendileri söyler, kendileri dinlerler. Boşa dememişler "gençlik akan suya benzerdir" diye. Önlemini almazsan boş bulunduğu yöne akar gider.
Hükümet mevcut birçok tekel fabrikalarını kapattı. Özellikle Gaziantep'e baktığımızda bir yanımızda kapanan tekel fabrikası oldu. Diğer yanda çığ bibi Tekel içki büfeleri göbelek gibi çoğaldı. Bunlar alıcı ve içici bulamamış olsalar bu kadar rağbet olur muydu acaba. Sizde diyeceksiniz, bende diyeceğim hayır. Biz bir yandan dev fabrikaları kaparız, diğer yandan küçük büfelerle halka servis yaparız. Sakın ola ki biz medeni şekilde içenlere, içirenlerden de söz etmiyoruz. Bizim konumuz kontrol dışı kalanlardır. Kontrol dışı yaşananları hepimiz çok iyi bilmekteyiz aslında. Bunlardan birkaçını sıralamakta yarar var.
Büfelerin kendi çevresinde oluşturduğu huzursuzluklar. "Alkol şişede durduğu gibi durmaz" denilmekte. Buna hepimiz hem fikiriz. Şişeden taşan alkol neler yaptırmaz ki insana. Bunun benzerlerini Tv ekranları haberlerinde, gazete manşetlerinden izliyor veya okuyoruz. Peki; bu hoş olmayan olumsuzluklar bir çoğu bu büfelerin olduğu alanlarda yaşanmıyor mu? Yaşanmaz ve yaşanmıyor diyene şaşarım. Bu sorunları büfe çevresinde yaşayanlar daha çok iyi bilmekte. Şöyle bir dokunulduğunda bir ah işitirsiniz onlardan. İsyan içindeler. Adları bizde saklı kalmak sureti ile "HAKLI İSYANLARINI" onlardan dinleyelim.
Yorumlar