Geçtiğimiz hafta Gaziantep FK'yı izlemek için Samsun'a gittim. Samsun'da gördüklerim 'bir kulüp kültürü nasıl inşa edilir, futbol şehri nasıl olunur' dersiydi. Şehrin caddelerinde Samsunspor bayrakları, üst geçitlerde Samsunspor totemleri, insanlarda Samsunspor formaları, duraklarda Samsunspor görselleri... Hatta Samsunspor köprüsü, Samsunspor durağı gibi uygulamalar da var. Şehir topyekûn takımına sahip çıkmış. 4 tane Samsunspor Store var ve taraftar formasını, şapkasını, kaşkolunu, beresini oralardan alıyor. Haliyle de kulübe destek oluyor.
Şimdi söyleyeceklerim yukarıdaki 'futbol şehri' tanımıyla ters gibi algılanacak ama biz şehir olarak bu takıma ne kadar destek verdik dostlar.
Biz beleş bilet olursa, belki biz de müsait olursak gideriz demedik mi?
Bir forma alıp çocuğumuza Gaziantepliliği salık verdik mi?
3 büyüklerin maçında biz Gaziantep FK'lıyız dedik mi?
GFK Store'dan içeri girdik mi?
Uzaktan davulun sesi hoş gelir. Biz iyi günde vardık, kötü günde bu takım boş tribünlere oynadı.
El vicdan!
Şimdi önümüzde Galatasaray maçı var. Evet bilet fiyatları yüksek. Kabul. Ama kulübün finansal sürdürülebilirliğini idrak edebiliyorsak, gelecekte de İstanbul takımlarının taraftarlarına 6.000 bilet ayrılmasını istemiyorsak bu takıma sahip çıkmaktan, benimsemekten, desteklemekten başka çaremiz yok. Başka Gaziantep de yok.