Hayatta en çok fatura, kime kesilir? Lokantada müşteriye, mal alıp satan tüccarlar birbirlerine mi? Her trafik kazasında karşı tarafı suçlayan şoförler veya yayalar birbirlerine mi? Maçta yenilen takımın, yenilgi faturası her sefer bir başka kişiye veya aynı kişiye mi?
Her gün her yerde haklı-haksız, maddi-manevi sayısız fatura kesilir. Belki en kazık faturalar, en enayi ve en saf olana kesilir ama bence hayatta en çok maddi ve manevi fatura, genelde haksız, insafsız ve acımasız biçimde, hassas-duygusal olan insanlara kesilir. Neden mi? Çünkü iyice incelendiği zaman görülür ki, hassas duygusal, belki biraz da alıngan bir insanın, sürtüştüğü, tartıştığı, gücendiği karşısındaki insan; genel olarak olumsuz karakterde bir insandır. Bu insan ya narsistir, ya megaloman veya kibirli, ya mağrur, ya soğuk, ya kavgacı, tenkitçi, utandıran, ya acımasız, hissiz, bencil, nankör, vefasız, ya mağrur ya da süper patavatsız, vurdumduymaz veya hain biridir. Kötüler hassasları, saf ve duygusal insanları, büyük bir tır kamyonunun, bir küçük çocuğu ezdiği gibi ezerler…
En haksız oldukları zaman bile, hassasların alnına alıngan pulu yapıştırmayı da ihmal etmezler. Oysa her alınma ve kırılma, bir alıngan karakterin sebebi değildir. Ekseriya kalbi kırılan bir hassasın karşısında, mutlaka münasebetsiz, haksız, bakışı ve konuşmasıyla zehir saçan olumsuz, hatta kötü biri vardır. Ve genelde bu haksız faturalar yani yine hassaslığın tuttu, ne dedik ki, alıngan olma, yakışmıyor gibi hem suçlu hem güçlü bir tavırla, olayın suç veya anlaşmazlıktan doğan faturası', her zaman hassas kişilere kesilmeye devam eder. Fakat bazen de bir süre sonra, faturayı haksız kesen kişiye bu fatura bir şekilde geri döner. Gönül kıran en azından kırdığı kişinin sevgisini ve güvenini kaybetmiştir. Kötü insanın kestiği fatura, naylon faturadır. Gerçek iyi insanlar, buna itibar etmezler. Hassasiyet, yerinde kullanıldığı zaman değeri inkar edilmez bir olgudur. Emekli olmadan önce çalıştığımız meslekte, Fevzi bey isimli İstanbul beyefendisi erdemli bir ağabeyimiz vardı. Hassas kişiler eleştirildiği zaman babacan tavrıyla kızar ve Ne demek öyle haksız şekilde hassas olan kişiyi eleştirmek. Hassasiyet en güzel şeydir. En kıymetli şeyler hassas terazide tartılır. Bir şeyler kötüye gidiyorsa, önce hassas aletler bozulur. Altının değerini sarraf, pırlantanın değerini kuyumcu anlar. Hassas insanlar da duyguların kuyumcusu gibidirler derdi. Bence çok doğru bir değerlendirme yapıyordu. Bendeniz de hassas insanları keman tellerinden en ince tel olan 'mi' teline benzetirim. Akort yaparken en çok 'mi' teli kırılır, kopar. Fakat en güzel sesler de mi telinden çıkar.
Fakat bir de öz eleştirisini yapalım aşırı hassasiyetin. Her şeye alınan, küsen, en iyi insanla bile anlaşamayan çok alıngan bazı kişiler vardır ki, bu tür kişilere de katlanmak, gerçekten çok zordur. Böylesi bir huy da iyi bir huy değildir tabi. İsabetli ve hakça kesilmiş doğru ve dürüst faturalar sizlerin olsun, değerli okurlarım. Hassas insanları da üzmeyelim, biraz nabza göre şerbet verelim derim. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım.