Komik olduğumun farkındayım
Ebru Kont
Son olanlardan sonra ister "düdüklü tencere patladı" diyelim, ister " ok yaydan çıktı bir kez...", şu saatten sonra bu halkın zorla susturulanları ağızlarına kapatılan bantları çözdü bir kez! Gözleri kapalı, kulakları tıkalı olanlar için birşey değişmedi elbet, o başka ki, zaten o kesimin ağzı da hiç bağlanmamıştı, daha doğrusu gerek duyulmamıştı.
Neyse düştü bu kızın çenesi demeyin yine...
Gelelim asıl mevzuya, durup düşündüğü zaman insan, artık iktidarın eskisi gibi olmayacağının şıp diye farkına varıyor. Öyle "ben yaparım" tarzı, korku ile sindirilen vatandaş bir kez yırtmaya görsün yüzüne geçirilen o kara çarşafı, ondan sonra ne tomalar ne de kimyasal maddeler korkutur artık onları.. Bu arada iktidarın tutumu ise turnusol kağıdı gibi kendini açığa çıkardı; az biraz "Acaba" diyenlere de acayip ışık tuttu! O nedenledir ki, Lice için toplanan halkın ağzından bantlarını söküp atanları, bir çok şeyi biliyorlar farkındalar artık, Gezi parkı gibi insansı bir eyleme karşılık alınan tavır bir örnektir artık..
Önceden olsa Lice'de yaşananları okurken yaşadığım, duyduğum hissiyat ile şimdi okuduğumdaki çok farklı.Bana göre PKK terör örgütüdür fakat her kürt de PKK'lı değildir. Bu halk artık birşeyi çok net gördü, siyaset ayrıştırmasa bu insanları, aynı insanca taleplerde bulunduklarını bir kez daha farketti şekerim, ve işte tam da bu yüzden iktidarın işi artık çok zor.. Gezi Parkı görevlerindeki başarılarından dolayı söz ile taltif edilen çelik kuvveti bir de "Para" ile taltif ediyor devlet!
Gelin sizin için yaptığım başarı göstergesine göz atalım, sıralama şöyle sanırım:
Göz çıkarma başarısı: 100
Tazyikli su sıkma : 100
Gaz bombası atma : 100 + yıldız
Kafa çatlatma : 100
Dövme : 100 + yıldız
Öldürme : 100 (Ama daha çok çalışılması gerek)
Kaçanları kovalama : 100
Sıkıştırılanları tekmeleme: 100 + yıldız
Evlere gaz bombası atma: 100
Coplama tekniği : 100
Çadır yakma başarısı : 100
Yakın plan plastik mermi kullanımı: 100
Dağıtma yerine patlatma başarısı: 100 + yıldız * yıldız
Bu arada bir parantez açıyorum: En yeni çevik kuvvet elemanları bu görevde kullanıldı demişler, eğer doğru ise, bu başka bir problem tabi.. Sana bu maaşı boşuna vermiyoruz, göster bakalım kendini demek! Deneyimsiz çevik kuvvete böyle bir yük yüklemek de ayrı bir insani suçtur, bana göre! Fazla mı hümanist yaklaşıyorum, yine, tam olarak onu bile bilemiyorum artık, ancak kapatıyorum burada paragrafı!
Gezi Parkı konusunda "Destan yazan" polislere nasıl teşekkür edeceğini bilemeyen iktidar Gezi Parkı sakinlerine de suç biçmekte bir o kadar heves ve heyecanlı!
Artık resmi olarak söylenen hiçbir şeyin gerçekliğine inanamadığımız için gözaltına alınan kişiler konusunda da ciddi bir karışıklığın, yalnızca bir endişe olmayıp, ciddi anlamda yanıltıcı olduğunu yine en dürüst haberleri aldığımız sosyal ağlara dayanarak sormak istiyorum: Sahi, kaç kişi bu nedenle gözaltında?
Haber alınamayanların akıbeti ne?
Kimler ne gibi iddialarla tutuklanıyor?
Hangi demokrasi ile yönetilen ülkelerde böyle bir yasal işlem var?
Komik olduğumun farkındayım şu an; "Demokrasi" ile yönetilmiyoruz, "İleri demokrasi" ile yönetiliyoruz; ayıbımı vurmayın yüzüme!...Boş bulunuyor insan bazen işte böyle; ileri demokrasi Avrupa'nın, Amerika'nın, bilmem ne ülkelerinin işlerine gelen uygulamalarını örnek gösteriyor, gelmeyenlerini görmezden geliyor.
Haa, uyduramadılar mı "Türk usulü" diyorlar da "Türk" ifadesini de başka türlü kullanmak istemiyorlar! Mesela, "Osmanlı" daha bir revaçta, bayağı emek harcamışlar, belli, orta yol dedikleri de bu olsa gerek!
Nasıl bir mantık örgüsü varsa artık; Alevilere şirin gözükmek için "Sabiha Gökçen" havaalanının ismini değiştirmeyi gündeme getiriyorlar; hayır yani, üçüncü köprü ismini irdeleyeceğine, bir lokma ekmek at, susarlar tarzı bir yaklaşım ile kaç kuş vurmayı planlıyorsan...
Dinin kişi ve Allah arasında olduğunu beynim ve yüreğim kavradıktan bu yana yok oydu, buydu falan beni hiç ilgilendirmiyor.
Yıllar önce bir arkadaşım itiraf etmişti: "Aleviyim" diye... Yeminle, ne demek istediğini anlamamıştım! Niye öyle sır verir gibi söylediğini de... Tanıdığım en karakterli insanlardan biriydi; benim için önemi de buydu zaten! Zira, biz hiç öğrenmemiştik büyürken Alevi ne demek, Sünni ne demek; Kürt ne demek, Giritli ne demek!...
İşin bu tarafını bilmeyenlere söylemem gerekiyor: bizim için "İnsan" vardı... Ailemiz öğretmedi Alevi ne demek, Sünni ne demek; Allah Baba'ya dua etmeyi öğrettiler... Bir de dürüst olmayı! Çalmanın, hakkın olmayanı almanın çok fena olduğunu...Birilerini kıskanmamamız için ellerimize çikolata verdiler; birilerini kıskandırmamamız için okula götürmemize izin vermediler...
Gözü tok, aklı selim, nefretten, kavgadan, sövmeden ve şiddetten uzak yetiştirdiler;; ağladığımızda omuzlarını açtılar..
Ne çocuklarını harcadılar ne de harcattılar; böyle bir halkın harcanmaya kalkışılması ne kadar başarılı olur bilemiyorum; ancak ben gibi yetiştirilenler ölmedikçe bu "Atatatük"ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!
Yorumlar