Övgülerle başlayan başarısızlık

Gaziantepspor'un Son 6 maçta sadece 3 puan alma başarısızlığının temelinde, aslında bazı meslektaşlarımızın övgüsünün yattığını söylesem, inanın çok gülersiniz.. İhtimal vermezsiniz, abartılı bulabilirsiniz, ama inanın yıllardır buna çok dikkat ettiğim için, sonunda gerçekleştiğini görmenin üzüntüsünü veya sevincini yaşamış birisiyim..
Gelin isterseniz önce farklı noktadan girelim, sonra merak ettiğiniz bu olayı yazayım..
Geçen hafta Gençlerbirliği maçı öncesi, içerisinde bazı mesajların yer aldığı bir yorum yazmış ve sezon başıyla birlikte ilerleyen haftalarda çok iyi bir ortam yakalandığını ancak son 6-7 haftada takım ruhunun kaybolmaya başladığı yolunda endişelerimi dile getirmiştim..
Biliyorsunuz, Mesut Bakkal ve Menejer Hasan Çetinkaya dahil tüm ekibe sezon başında güvendiğimizi ve eğer başladıkları gibi devam edebilirlerse, Gaziantepspor'un bu kadrosuyla başarılı olabileceğini ifade etmiştik..
Ama maalesef Sayın Bakkal ve Sayın Çetinkaya, o çizgiyi devam ettirme konusunda kararlı olamadı... İdari boşluğun ve sıkıntıların içine çok daldılar.. Hatta bu iş futbol takımını ihmale kadar gitti.. Bu nedenle Nigris olayını krize dönüştürdüler. Daha sonraki davranışları ise takım ruhunu zedeleyici yönünde oldu.. BAŞARILI DERLERSE BAŞARISIZLIK BAŞLAR

Elbette bu görüşüme katılmayabilirler.. Hatta son zamanlarda başlattıkları şahsıma yönelik sallamalarına da devam edebilirler.. Ama onlar teknik adam, ben ise gazeteci olduğumdan ve ayrı görevler yaptığımızdan, mutlaka birbirimizi böyle durumlarda bile anlayışla karşılayabilmeliyiz..
Aslında sırası gelmişken bunu mutlaka söylemeliyim..
Mesut Bakkal ve Hasan Çetinkaya, Gaziantepspor'a göreve geldiklerinden itibaren kendileri aleyhinde inanılmaz eleştiriler yapan, hatta hakarete varan yazılar yazan bazı meslektaşlarımız vardı..
Bakkal ve Çetinkaya ile ne zaman konuşsak, bana bu kişileri şikayet ederdi.. Ben ise sabırlı olmalarını gerektiğini, ama özellikle bu kişilerin aleyhlerinde yazmalarının kendilerinin yararına olduğunu ifade ederdim..Ve sürekli olarak bana "niye böyle söylüyorsun"derlerdi..
Bir gün yine sürekli şikayet ettiklerinde aynı şeyleri söylediğimde ısrar ettiler ve "NİYE" dediler.. Galiba Başkan İbrahim Kızıl da vardı.. "Madem ısrar ediyorsunuz, o zaman söyleyeyim dedim ve şunları anlattım:
"Bakın yıllardır dikkat ederim, bu kişiler bir teknik adam aleyhinde yazıyorlarsa, bilin ki o teknik adam başarılı olur.. Ne zaman ki bu kişiler U dönüşü yapar, teknik adamı övmeye başlar, hatta başkanın koluna girer, iş bilmez bazı yöneticilerin sırtını sıvazlarsa, işte o zaman yandınız, çünkü başarısızlık olacak, düşüş başlayacaktır. Bırakın böyle devam etsin, inşallah hep böyle devam eder, vallahi siz de takım da mutlaka başarılı olursunuz. Bunların kötü dediği teknik adamlar, Gaziantepspor'a büyük başarılar yaşattı. En güzel belgeler gazete arşivlerindedir"
Bu konuşmam ve verdiğim örnek, saatlerce kahkaha ve şakalarla devam etmişti.. Ve herşey Kayseri maçıyla başladı..Takım müthiş bir direnişle 4-3 galip geldikten sonra O güne kadar Mesut hocayı ve Hasan Çetinkaya'yı yerden yere vuranlar, aniden Mesut ve Hasansever oldular. Kayseri maçına kadar oluşturulan takım ruhunun etkisi Oftaş ve Ankaraspor maçına kadar sürdü.. Ve Gaziantepspor ondan sonra galibiyet yüzü görmedi..
Mesut Hoca da, Hasan Çetinkaya da yaşıyor ve sağlar..
Onlar başarılı olmak istiyorlarsa, hergün dua etsinler ve işbilmeyenlerin kendileri ve takım aleyhinde yazmalarını beklesinler..
Çünkü o kişilerin her söylediği söz tersine işler..
Keşke bugün bırakın yazmalarını, aleyhte konuşmalarına bile razıyız. Böyle yaparlarsa, belki Vestel Manisa deplasmanından puanla döneriz.. YARIN MANİSA'DAYIZ Yarın Allah kısmet ederse Manisadayız.. Son durumu ve beraberliği zor kurtardığımız Gençlerbirliği karşısında sergilenen oyun ile Vestel Manisa önündeki oyunu kıyaslayacağız.. Pazartesi günü sizlere tüm ayrıntılarıyla bu maçı aktaracağım..