Bir beldeyi düşman askerleri işgal eder ve oradakilere teslim olmaları için belirli bir süre verir. Halkın ileri gelenleri toplanır ve bu teklifi değerlendirmeye başlarlar. İçlerinden birisi:
"Teslim olalım belki bu şekilde soyumuzu devam ettiririz." der. Diğeri:
"Düşman bizden çok güçlü, o yüzden himayelerine girelim, belki bu şekilde hayatta kalabiliriz." düşüncesindedir. Bir başkası bu fikre şiddetle karşı çıkar:
"Sonuna kadar savaşalım ve şerefimizle ölelim." fikrindedir. Orada bulunan yaşlı bir adamın sesi hiç çıkmamaktadır, birazdan ona fikrini sorarlar. O da derin düşünceler içinde doğrulur ve şu cevabı verir:
"Okul yapın!.." orada bulunanlar bu söz karşısında şok olurlar ve ihtiyara çıkışırlar:
"Düşman kapımızda, belki birazdan hepimizi kılıçtan geçirecek, sen okul yapın diyorsun, bu ne saçma bir düşünce..." derler. İhtiyar konuşmalar yatışınca tekrar söz alır ve şu muhteşem cevabı verir:
"Evet, okul yapın, belki bu savaşı kaybederiz, ancak bundan sonraki bütün savaşları kazanırız..."
İşte bu kadar...
Geçenlerde Bahar TV ekranlarında her çarşamba hazırlayıp sunduğum DÖNEMEÇ Programında Gaziantep Milli Eğitim Müdürü Ekrem SERİN konuktu. Konuşma arasında Gaziantep'e okul yapmak için sırada bekleyen hayırseverlerden bahsetti. İnanılmaz derecede insanı mutlu eden bu duruma açıkçası kayıtsız kalamadım ve sizlere aktarmak istedim...
Bir şehir düşünün belki yüzlerce okul ihtiyacı var ve orada hayırseverler okul yaptırmak için ARSA TEMİN EDİLSİN diye sırada bekliyorlar. Bir yandan çok ama çok güzel bir duygu diğer yandan da düşündürücü... Neden ivedi bir şekilde arsa temin edilmez ve neden kamulaştırma hemen yapılmaz diyesim geliyor... Sanırım bu yavaş işleyişin mantıklı bir açıklaması vardır. Eğer yoksa o daha can acıtıcı olacaktır çünkü...
Okul yaptırmak için sırada bekleyenleri görsem tek tek ellerinden öper, hayır dualarını almaya çalışırdım. Çünkü 4+4+4 eğitim sistemine geçtikten sonra Gaziantep'imiz için en çok ihtiyacımız olan şey her türde okul yapımıdır.
O yüzden şehir olarak eğitim kalitemizi arttırmak adına okul sorununu bir an evvel çözmeli ve eğitimimizi sorunsuz hale getirmeliyiz...
Bu zamana kadar, başta Konukoğlu, Erdemoğlu, Teymur aileleri olmak üzere, okul yaptırarak adını ölümsüzleştiren o güzel insanlara teşekkür etmek yeterli olmaz, ancak ben yine de bir eğitimci olarak en büyüğünden kocaman teşekkür ediyor ve ayakta alkışlıyorum...
Gaziantep'imiz Marka Şehir olmak istiyorsa bunu ancak ve ancak eğitim sorununu çözerek gerçekleştirebilir...
Bu da sadece bir kişinin veya kurumun değil, şehrin el eminlerinin ortak kararıyla olacaktır...
Yüzlerce Ülkeye neredeyse devletler kadar ihracat yapan bir ilin "okul yapımı için arsa temin edilememe" sorunu da kolay bir şekilde çözebileceğini düşünmek çok da hayalci bir yaklaşım olmasa gerek...
Siz ne dersiniz?