Televizyonlarda 'Her şeyi yemeyin diyen Prof. Dr Canan KARATAY nasıl oldu da telefonla dolandırıcıların numarasını yediğini tüm ülke günlerce konuşmuştu. Son yılların en moda dolandırıcılık türü olan Telefonla dolandırıcılık olayı yıllardır ülke gündeminden düşmüyor. Kurbanlar arasında Rektör, Dekan, Doktor, İşadamı, esnaf, Emekli savcı, sanatçı, Polis, esnaf, Genel Müdür ve ünlü futbolcular da var.
Peki, nasıl oluyor da bu kadar uyarı ve habere karşın hala insanlar telefon tuzağına düşüyor? İzah edeyim:
Telekonferans sistemleri sayesinde. Coğrafi olarak birbirinden uzak yerlerde bulunan kişi ya da eşler arasında çeşitli teknolojik araçlar yardımıyla iletişim kurulmasını sağlanarak. Bu sistemlerden yalnızca ses iletimine dayalı olanı 'audio telekonferans' sayesinde kurbanlar ikna ediliyor.
Ses alışverişi yapılan kişilerle aynı ortamda bulunuyormuş gibi konuşuluyor ve böylece veri paylaşımı en üst seviyeye çıkabiliyor. Yöntemin işleyişi profesyoneldir. VOIP (İnternet üzerinden telefon numarası arayabilen programlar) yazılımları kullanılır.
Hedefteki kurban 'Sosyal mühendislik stratejisi ile önce korkutup, sonra da güven duygusu verilip kumpasa düşürülüyor. Mesela ' Ben Ankara Terörle mücadele daire başkanlığından Başkomiser falan filan deyip arıyorlar. Şahsa adını, soyadını, evinin adresini, ev telefonunu, çocuklarının ismini, hatta annesinin kızlık soyadına kadar tüm bilgilerini söylediğinde kısa süreli bir şok yaşıyor.
Adınıza terör örgütünden kredi kart çıkartılmış. Bu kartın hesap hareketi için para yatırmanız gerekiyor. Bu olayın failini ortaya çıkartmak için yardımınıza ihtiyaç var ya da ' Banka hesabınız terör örgütü tarafından boşaltılacak, ekibimize yardımınız gerekiyor. Ya da ' adınıza açılan telefon hattından terör örgütüne telefon açılmış, ya da 'terör örgütü sim kartınızı kopyaladı, sizi bu konuda arıyoruz. 'terör örgütüne yardım ve yataklık ettiğiniz ' şeklinde korkutup arka fondan Polis telsizi sesini telefona tutup kurbanı önce korkutup, ardından güven verici ( sizi Tem şubeden, ya da Polis merkezinden arıyoruz) gibi hipnoz uygulanıyor.
Telefonla arayan kendinden öylesine emindir ki, kurban kısa bir süre akıl tutulması yaşar. Robota dönmüştür artık. Ne söylense yapmaya başlıyor. Hele işin içinde gözaltı ya da tutuklama sözü geçiyorsa kurban adeta kilitleniyor. Telefondaki kişiye telefonu kapatmaması, kimseye bilgi vermemesi, aksi takdirde operasyonun bozulacağı, bu yüzden de derhal tutuklanacağı, söylenip en yakın ATM ye gitmesi söyleniyor. Kurban ATM ye gidiyor ve hesap numarası için tuşlara yönlendiriliyor. Çünkü hesap numarası verilirse bir kağıda yazacağından, hesap numarasının deşifre olmaması gerekiyor. Yöntemler inandırıcı olması açısından günün gelişmelerine göre sürekli değişmek durumunda. Çete içinde İki grup işbirliği halinde çalışıyor. SÜRECEK