VERDİKLERİ ÜÇ KURUŞ ALDIKLARI 100 KURUŞ

Önce şu Suriye meselesine değineyim. Bunu kısa geçiştireceğim, çünkü çok uzak olsa da artık kara görüntü gibi. Zaten hafta arasında Sayın Vali Kemal Çeber ile uzun süreli sohbetimizde gereken mesajları almıştım. Nitekim şehrimizin eski Valisi şimdiki İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’nın Gaziantep’e gelişinde sivil toplum örgütleriyle yaptığı toplantıda bildiğim ve tahmin ettiğim şekliyle Suriyeli konusunda mesajlar verilmiş. Burada 41 STK’nın yapmış olduğu deklarasyonun etkisi çok önemli tabii. Hele ardından GTO ve GSO’nun esnaf birliklerinin peş peşe açıklamaları Gaziantep’teki Suriyeli sıkıntısının artık kentte ciddi manada huzursuzluk yarattığının belgesi niteliğindeydi. Her şeyin bıçak gibi kesilmesi çok zor, yani kolay değil bu iş, ama kısa, orta ve uzun vadeli yol haritasında oldukça önemli mesajlar var. Yeter ki kararlı olunsun. Ben herhangi bir STK üyesi olmadığım için haliyle toplantıya çağrılmadım. Aslında Gaziantep27 bu şehrin özgür STK'sı... Çünkü kentin tüm sorunlarını ayrıntılarıyla getiren gazete konumundayız. Eskiden bu tür toplantılara davet edilir, görüşlerimiz alınırdı. Şimdi gerek duymuyorlar. Önemli değil, çünkü gerçeğine bakarsak zaten vereceğimiz mesajları buradan veriyoruz. Sağ olsunlar kent yöneticileri de bunları dikkate alıyor. Sık sık görüşüyoruz. 13 senelik Suriyeli tecrübemi bedeller ödeyerek bu köşede sürekli olarak kaleme aldığımı herkes biliyor zaten. Şimdiki görüntü ve Sayın Vali’den sonra Sayın Bakanın söylediklerinden aldığımız mesajlardan Suriyeli konusu için çok ciddi bir İRADE konulmuştur. Bu irade çerçevesinde atılmış olan adımlar sanırım daha da hızlandırılacak. Öyle bıçak gibi kesip atmak kolay değil. Tüm iller bir yana ama Gaziantep ayağında kesinlikle hareket olacak. Yani kısa ve öz söylemem gerekirse artık Suriyeli konusunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

BABAM BİLE MEZARINDA MEHMET ŞİMŞEK’E SAYDIRIYORDUR

Gaziantep’te yaşayanlar olarak geçen haftada yazmış ve “Tadımız tuzumuz yok”demiştim. Gerçekten de öyle. Kent halkını iyi anlamak lazım ama işin gerçeği kimse anlamıyor. Belki de anlamak istemiyorlar. İktidar zaten tepemizde ve hergün zamlarla anamızı ağlatıyor. Yine rahmetli babam da mezarında bu milleti hiçe sayan Mehmet Şimşek’e mutlaka saydırıyordur. Dikkat ediyormusunuz, tüm zamların yükünü vatandaş çekiyor. Verdikleri üç kuruş aldıkları yüz kuruş. Asıl vergi alınması gerekenler ihya edilirken, asıl ihya edilmesi gerekenler resmen eziliyor. Baksanıza şu elektrik zammına. Ki daha arkası gelecek bunların. Yani bizlere rahat yok. Ülkede geçim sıkıntısı yaşayan aldıkları maaşları kiraya bile yetmeyen bu ülkenin insanlarına, yazın o sıcakta YAN, kışın ise DON diyorlar. Çünkü insanlar serinlemek ve ısınmak için düğmeye basamayacak duruma getiriliyor. Ne acı ki halkın sahibi yok. Belki muhalefet bizim hakkımızı savunur dediğinizde, onların kendine bile hayrının olmadığını görmek zaten söyleyecek söz bırakmıyor.

HAVAALANI İŞKENCEHANE OLDU

Haftalardar Gaziantep’ten özellikle Antalya ila İstanbul arasında yapılan seferlerde büyük rötarlar oluyor. Sun Exspress ile eski adı Anadolujet olan Ajet milletin anasından emdiği sütü burnundan getiriyor. Öyleki rötarın dünya tarihinde görülmemiş şekilde rekorunu kırıyorlar. Ve insanlar havalimanlarında perişan oluyor. Çoluk çocuk yaşlı hasta 10-15 saat perişan oluyor. Bu işin yemesi içmesi var, oturması dinlenmesi var. Havaalanları pahalı, bir simit bir su almaya kalkışsanız lokanta hesabı ödüyorsunuz. Kaldı ki çocuklara laf geçiremedikleri için o pahalı fiyatlara almak zorunda kalıyorlar. Yani öyle bir noktaya gelindi ki, bu iki firmadan yolculuk yapmak istiyorsanız uzun saatli rötarlara hazırlıklı olmalısınız. Cumartesi gündüz saat 13 de Antalya’ya bileti olan bir ailemiz bu kente Pazar sabahı saat 06’da uçabildi. Ve en isyan edilecek nokta, o insanlardan özür dilenmiyor, ihtiyaçlarını gidermek için teşebbüs edilmiyor. Avrupa’da hatta Dünyanın birçok gelişmiş ülkelerinin uçak firmaları asla böyle ahlaksızlığı yapmaz. Maalesef adamların yaptıkları yanlarına kar kaldığı için hiç umursamıyorlar. Aslında milletin bir gün canına tak edecek, havalimanının altını üstüne getirecekler. Yani iş o noktada…Nitekim dün isyan başladı ve kavgalar oldu.

VALİ BANK VE YİYECEK İÇECEK DESTEĞİ SAĞLAYABİLİR Mİ?

Buradan Sayın Vali Kemal Çeber’e bir öneride bulunmak istiyorum. Yukarıda yazdığım gibi insanlarımız gerçekten büyük rezillik yapıyor, mağdur oluyor, hatta aç susuz kalıyor. Büyük yığılmalar nedeniyle havalimanında oturacak banklar yetersiz kalıyor. Hatta bu gidişle o banklar bile karaborsaya düşecek. Sağ olsun Sayın Vali uçuşlar ve rötarlar konusunda vatandaşı bilgilendiriyor. Ama bu bahsettiklerim gerçekten önemli sorunlar. Böyle durumlarda saatlerce mağdur edilen yolcular için havalimanına bank takviyesi yapılamaz mı? Ayrıca Vilayet olarak o yolculara simit veya sandviç ile su desteği sağlanamaz mı? Eğer valilik olarak sakıncalı olacaksa bunu belediyelerimizden birisinin temin etmesi hiç değilse o insanların sahipsiz olmadığını, çoluk çocuğun aç susuz kalmadığını gösterebiliriz. Benimki sadece bir öneridir.

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR