- 2000 yılından önce yapılan binalara dikkat

- Türkiye her yıl 1-2 cm batı, güneybatıya kayıyor

- Tabiat bize değil, biz tabiata uyacağız

- Küçük deprem sarsıntıları iyidir

Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep eski temsilcisi Ali Serindağ, Türkiye’deki deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatırken, önemli uyarılarda bulundu. Suriye, Hatay ile Yesemek’te deprem beklendiğini söyleyen Serindağ, zemin seçiminden, bina tamamlanıncaya kadar mühendislik hizmetlerine uyulması gerektiğini dile getirdi. Serindağ, “Binalarımız depremlerde ne kadar yoruldu bunun araştırılması lazım. Binalarında tereddüdü olanlar, emarını, tomografisini, röntgenini, fotoğrafını çektirmesi lazım” dedi.

DEPREM KENDİNİ HATIRLATIYOR
Ali Serindağ’a bölge ve ülkemizdeki depremleri sorduk, Suriye’de olan depremi hatırlattık.  Serindağ, küçük sarsıntılardan korkulmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi:”Deprem ben buradayım, beni unutmayın, rehavete kapılmayın diyor. Önlemlerinizi alırsanız korkmayın.  6 Şubat’ta olabilecek en büyük deprem oldu. Yakın zamanda 7’nin üzerinde büyük bir deprem olması imkansız. Şu anda ufak sarsıntılarla enerji açığa çıkıyor. Enerji boşalıyor. Bu ufak depremler 1.5- 2 yıl sürer. Depremin büyüklüğü ise 5.5’i geçmez. “

YESEMEK’TE ENERJİ BİRİKİYOR

Gaziantep’i etkileyecek depremin Suriye, Hatay ve Yesemek segmentinde olabilecek bir deprem olduğunu dile getiren Serindağ şöyle devam etti:” Türkoğlu ve Gölbaşı’nda 687, 1114 ve 1513 yılında büyük depremler olmuş. Kahramanmaraş Türkoğlu’ndan, 1513 yılından bu yana enerji biriken bir yerdi. Son alarak 2023 yılında 7.7 büyüklüğünde oldu. Bizim bölgemizde Pazarcık bölgesi, Türkoğlu, Gölbaşı kırıldı. Hatay’a ve Suriye’ye doğru kısım kırılmadı. Yesemek de kırılmadı. Ancak Yesemek’te 7.7 büyüklüğünde deprem olmaz. Ama burası deprem bölgesi 7’ye kadar olabilir. Gaziantep’i Yesemek etkiler. Yesemek’te geçmişte büyük deprem olmuş, şu anda enerji biriktiğini biliyoruz.“  

DEPREM MUTLAKA OLACAK

Suriye’deki depremin açığa çıkardığı enerjinin 6 Şubat depreminin binde biri bile olmadığını dile getiren Serindağ, “Ama sarsıntılar bizi psikolojik olarak etkilemeye başladı. Bu psikolojiyi bir an önce atmalıyız, çünkü deprem ülkesiyiz. Deprem mutlaka olacak. Enerjinin biriktiği yerde mutlaka deprem olur. Diri fayların olduğu yerde enerji birikimi olur, o bir gün mutlaka deprem olarak açığa çıkar. 85 milyon insanın belki bugün belki 50 yıl sonra büyük deprem tehlikesi üçte ikisine tekabül ediyor. Deprem bizim gerçekliğimiz ve ayrılmaz bir parçamız.” diye konuştu.

TÜRKİYE HER YIL 1-2 CM KAYIYOR

Bakan yardımcısından deprem yorumu Bakan yardımcısından deprem yorumu

Türkiye’nin depremlerden dolayı her yıl 1-2 cm arasında batı ve güneybatıya kaydığını söyleyen Serindağ, “Bu hareket sırasında yerin altında enerji birikiyor. Enerji birikince belli bir aşamadan sonra kopuyor. Hareket esnasında yer altında fayların olduğu yerlerde enerji birikiyor. Türkiye’de 7.7 şiddetindeki deprem yeryüzünden 5 metreden fazla yer değişikliğine neden oldu. Ve ülkemiz 1-2 cm yılda batı ve güneybatıya kayıyor. Dünyanın en hareketli bölgelerinden biriyiz. Alttan Arap levhası, yukarıdan Avrasya levhası sıkıştırıyor. Anadolu levhası sürekli hareket halinde” dedi.

BİNANIZ NE KADAR YORULDU?
Binaların artçı depremlerle hasar görüp görmediğini sorduğumuz Serindağ şunları söyledi:”İnsanlarımızın en küçük tereddütü varsa ilgili yerlerde üniversiteler olur, çevre şehircilik olur buralardan destek almalı. Binanız depremlerde ne kadar yoruldu bunun araştırılması lazım. Taşıyıcı sistemde görülmeyen hasarlar olabilir. Şayet bu durumda o binayı 5 büyükte bir deprem bile yıkabilir. O nedenle binalarında tereddüdü olanlar, kolon ve kirişlerde, zeminde bir hasar varmı yok mu, diye binanın emarını, tomografisini, röntgenini, fotoğrafını çektirmesi lazım. Özellikle 2018 ve 2000 öncesi binaların tetkik edilmesi lazım. 6 Şubat depreminde yıkılanların tamamında kolonlar kesildi diyorlar.”

KAYALIK ZEMİN TERCİH EDİLMELİ

Gaziantep’te yer seçiminden, zemin etüdüne, imara uygun binalar yapılması gerektiğini tekrarlayan Serindağ, “Umarız bundan sonra yer seçiminde alüvyon, tarımsal alanlar imara açılmaz. Deprem dalgalarının kayalık yerlere etkisi ile toprağa etkisi arasında en az 3 kat fark var. Bundan dolayı kayalık ortamlar üzerine binalarımızı yapmalıyız. Kayalık zeminin yanı sıra binalar tamamlanıncaya kadar çağdaş mühendislik uygulamaları tam olarak uygulanmalı. Doğanın dengesini bozacak imar uygulamaları yapıyoruz, dere yatağını, denizi doldurup imara açıyoruz. Biz tabiata uyacağız” şeklinde konuştu. Meral KINACILAR ERBEKTE