“Yiyecekte ve konutlarda vicdanını kaybeden şehir”
Bir kere açıkça söylüyorum, yaşadığımız şehri seviyoruz. Ama ne yazık ki, artık bizlerin bu şehri sevme keyfini yavaş yavaş elimizden alıyorlar. Sevdirmiyorlar resmen. Ve bambaşka bir şehir yaratıyorlar karşımıza. Vahşi batı gibi acımasızlık hakim. Para hırsı çoğumuzun gözünü köreltmiş. Üstelik dar kalıplara sığdırılan, bırakın modern yaşamı, Ortadoğu anlayışının hakim olduğu bir görüntü. Kurallar, hatta yasaları hiçe sayan bir anlayışa sahip olanların sayısındaki artışın, her geçen gün etkisini arttırdığı bir şehir. Düşünün bir kere ilin valisi pandemi nedeniyle çağrılarda bulunuyor, hatta yalvarıyor, maske diyor, sosyal mesafe diyor, ama bahsettiğim profiller hiç oralı olmuyor. Daha da ileri gideyim, ahlaki yapının çürümeye terkedildiği, dini imanı para olan zihniyetin yaşam biçimlerini dayatmaya kalkıştığı bir şehir haline getirildi Gaziantep. Atalarını bilmeyen, bu şehri düşman işgalinden kurtaranlardan hiç ders almayan, çok da merak edip umursamayan, tarihine, kültürüne kafa yormayan, sadece çıkarını düşünen, insanlara sevgiyi ve saygıyı unutanların at koşturmaya başladığı bir şehre dönüştü güzelim Antep. Fırsatçı, çıkarcı ve kimsenin gözünün yaşına bakmayan insanların artık her yerde karşımıza çıktığı bir şehir olmaya başladı.
BU ANTEP SİZİN DEĞİL BİZİM DİYORLAR RESMEN
Sanki gözümüzün içine baka baka, “bu Antep sizin Antebiniz değil artık, bu Antep bizim Antebimiz” diyorlar. “Bırakın değerleri, bırakın kent kültürünü, tarihi ve ahilik anlayışını, unutun eski Antep geleneklerini” diye dayatıyorlar adeta. Tanıyamıyoruz artık bu şehri. Kenar semtlere gidince, daha iyi farkediyorsunuz zaten. sosyal yönü bir yana, para hırsı çoğunun gözünü kör etmiş resmen.. Biliyorsunuz, geçen hafta özellikle konut ve kiralık ev yönündeki fırsatçılık yapanları dile getirmiş ve son olarak hükümetin konut kredi faizlerini düşürmesini, vicdansızların kötüye kullandığını ifade etmiştim. O yazının üzerine kıyamet kadar yorum geldi. Sosyal medyada akıl almaz gelişmeler anlatıldı. Bazı Emlakçıların, Müteahhitlerin, ev sahiplerinin acımasızca fiyatlarını yükseltip, kredi imkanlarını kullanıp, ev sahibi olmak isteyenlere zehir zıkkım ettikleri ifade edildi.. Bir gün önce fiyatta anlaştığı ev sahibinin ertesi günü o fiyatın üzerine 50 ila 100 bin TL koyup arttırdığı belirtildi.. Kiracısının karşısına çıkan o ahlaksız ev sahiplerinin bu sıkıntıda kira fiyatlarına yüzde 50 ye varan artışlar yaptığı, “istediğim kirayı vermeyecekseniz çıkın evimden” dediği söylendi.
GÖZLERİNİ PARA HIRSI BÜRÜMÜŞ
Evet, bu şehir arsacı şehirdir. Evet bu şehir emlak fiyatlarının tavan yaptığı bir şehirdir. Evet bu Gaziantep, malını değerli kılma adına kimsenin gözünün yaşına bakmayan gözlerini para hırsı bürümüş önemli sayıdaki insanlar gurubunun yaşadığı şehirdir. Evet bu şehir özellikle arsa ve ev konusunda en küçük açığı fırsata çevirmek için vicdanını kaybetmiş bir şehirdir. Kimse kusura bakmasın, malı mülkü olanlar ama bahsettiğim manada iş yapanlar bana kızmasın. Daha başlarını sokacak bir evleri bile olmayan iki evlat babası olarak, kiraya verilecek evlere dayatılan yüksek fiyatlar karşısında inim inim inleyen, öğrenci, öğretmen, memur ve esnaflar başta olmak üzere asgari ücretle çalışan, hatta onun altında maaşa talim edenlerin işsizlerin sesi olarak, bu fırsatçılara vicdanınız kurusun diyorum.
YİYECEK İÇECEKLERE, EV KİRALARIVE KONUT PAHALILIĞI EKLENDİ
Özellikle bu şehirde yaşayan gençler… Çalışanlar... Evlenecek olanlar, veya evli olup da başlarını sokacak ev almak isteyenler. Pahalı kent Gaziantep’te bırakın satın alacak evi, kiralık ev bile bulamıyorlar. Bulsalar bile aylık maaşları evin kirasına yetmiyor. Karı koca çalışsa bile Doğalgazıyla, elektriği, suyu ile zaten teslim bayrağı çekiyorlar. Bu memlekete gelecek bürokrat, memur, öğretmen ve öğrencilerin sırf pahalılık yüzünden gelmek istemediğini bilmeyeniniz var mıdır. Özel sektörü daha söylemiyorum bile. Nedir temel sorun, yiyecek, içeceklerin pahalı olması yetmiyormuş gibi, ev kiralarının yanına yaklaşılmıyor arkadaşlar.
REKTÖR BİLE İSYAN ETTİYSE, GERİSİNİ SÖYLEMEYE GEREK YOK
Çok detaya girmek istemiyorum aslında.. Ama son zamanların en büyük fotoğrafını bu şehrin en önemli Üniversitesi olan Gaziantep Üniversitesinin Rektörü çekti. Eğer bir rektör bu rezalete isyan edip, sosyal medyada artık dayanılacak hal kalmadığını söylüyorsa, benim söyleyecek ne sözüm olabilir ki. O kadar şikayet gelmiş olacak ki, artık bunlara dayanamayan Rektör Ali Gür adeta isyan edercesine Twitter’da öğrencilere hitaben, “Sevgili Öğrenciler, Gaziantep’te ev kiralarının pahalılığından sizler gibi biz de şikayetçiyiz. Öğrenci ve memur şehri olma yolundaki şehrimizin önündeki önemli engellerden biri de bu pahalılıktır. Böyle giderse gelecekte memurlar ve öğrenciler şehrimizden uzaklaşacaktır” konuşmak zorunda kalmıştır. Bu bir isyandır. Bu bir çağrıdır. Bu yeter artık tepkisidir.
ŞEHİR KONTROLDEN ÇIKMADAN HAREKETE GEÇELİM
Son sözüm; Gelin toparlayalım bu şehri. Gelin meydanı boş bulanlara dur diyelim. Kurallara uymayanlara tepki koyalım. Uyaralım. Vali Davut Gül'ün çabasına hep birlikte destek verelim. Bu şehri sorumsuzların ve fırsatçıların keyfiyetine terketmeyelim... Gastronomi bahanesiyle bir nohut dürümünün bile yüzde yüz artışla satılmasının önüne geçelim.. Hatay’ı örnekleyelim. O ildeki fiyatları karşılaştırıp çözümler üretelim. Evlerini fahiş fiyatlarla kiraya verenlere hesap soralım. Hangi gerekçeyle fiyatları arttırdıklarını sorgulayalım. Konut fiyatlarının niye bu kadar yüksek olduğunu tartışalım. Arsa fiyatlarının yükselmesine sebep olan belediyelerin yöntemini masaya yatıralım. İmarı tamamlanmış bölgelerde arsaları boş tutanlara hesap soralım. Elektriği, suyu, doğalgazı, hatta asfaltı yapılmış bu arsaları rant uğruna bekletenlere çözümler bulalım. Yüksek emlak vergisi koyalım. Yani inşaat yapma zorunluluğu oluşturalım.
Evet sevgili okurlar… Artık silkelenmek zorunda bu şehir. Odalar, Dernekler, STK’lar, biz gazeteciler, hatta siyasiler harekete geçmeli artık. Çünkü Gaziantep kontrolden çıkmadan, bu şehri yaşanmaz hale getirmek isteyenlere fırsat vermeyelim.
Not: Bu yazı 2020 yılında kaleme alınmıştır.
KARŞILAŞTIRMALI BİLGİ:
2020 yılında TÜİK Aralık verilerine göre enflasyon yüzde 14.6 idi.
2023 yılında ise yine TÜİK'in verilerine göre Aralık'ta enflasyon yüzde 64,77 olarak açıklandı. ENAG ise 2023 de enflasyonunu yüzde 127 olarak tespit edildiğini açıkladı.
2020 yılında Gaziantep’te 1 Kilosu 5 TL Olan Nohutun dürümü 7 ila 10 lira arasında satılıyordu. 2024 yılında nohutun kilosu normali 60- 70, iri olanı 85 lira, Nohut Dürümünün tanesi ise 50 liradan satılmaktadır.
Dolar mı dediniz? Onu da söyleyeyim bari. 2020 yılında Dolar 7.43 tutarındaydı. 2024 yılında ise Dolar 30. 490 TL dir…Diğerlerini saymaya kitaplar yetmez…
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR