İl Temsilcisi Mehmet Emin Yılmaz, “Acılarımız hala taze. 6 Şubat 2023 depremlerindeki gibi on binlerce can kaybı ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayıpla bir daha karşılaşmamak için artık yeter diyoruz. Bir an önce Dirençli Yurttaş ve Dirençli Yaşam Alanları İçin Afet Risk Azaltma Manifestosu hazırlanmalı” dedi.
53 BİN 537 VATANDAŞIMIZI KAYBETTİK
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitirenleri saygıyla andığını belirten Yılmaz, ailelerine ve yakınlarına sabır diledi. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin 2. yıldönümünde, ülke gündeminde yine bir afet ve ölen onlarca yurttaşın haberi olduğunu belirten Yılmaz, “Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi`ndeki Grand Kartal Otel`de çıkan yangında, 78 vatandaşımızı kaybettik. Hepimiz biliyoruz ki alınacak basit önlemlerle engellenmesi mümkün bir olay, kısa sürede felakete dönüşmüştür. Tıpkı iki yıl önce bugün, saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve 13.24’te Elbistan ilçelerinde meydana gelen Mw 7.7 ve Mw 7.6 büyüklüğündeki depremlerin, resmi rakamlara göre 53 bin 537 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olarak asrın felaketi haline gelmesi gibi. 20 Şubat 2023 tarihinde saat 20.04’te, merkez üssü Hatay Yayladağı olan Mw: 6.4 büyüklüğündeki deprem ise acıları daha da büyütmüştür” diye konuştu.
YENİ BİR BAKIŞ AÇISINA İHTİYACIMIZ VAR
Bir türlü çalışmayan ya da çalıştırılmayan “İmar, Planlama, Yapı Denetim, Kentsel Dönüşüm, Yangın Yönetmeliği” gibi çoğunluğu kâğıt üzerinde kalan strateji ve belge düzenlemelerini kabul etmediklerini söyleyen Yılmaz şunları dile getirdi:”Bir an önce, hiçbir sektörel ayrıcalık, muafiyet ve istisna içermeyen; iklim krizi nedeniyle büyüklüğü ve şiddeti artan afet risklerine karşı yaşam alanlarımızı daha dirençli ve hazırlıklı hale getirecek, doğa tabanlı çözümler içeren yeni bir afetlerle mücadele stratejisine ihtiyacımız var. Afetlerin “takdiri ilahi”nin değil, “takdiri idari”nin bir sonucu olduğunu bilen; 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, İliç maden faciası ve Bolu Kartalkaya yangını arasında özünde fark görmeyen, afet suçlarına karşı müsamaha göstermeyen yeni bir mücadele ve bakış açısına ihtiyacımız var.”
BÜTÇENİN YÜZDE 10’U BU KONUYA AYRILMALI
Kişilere ve Kurumlara Tanınan Ayrıcalıkların kaldırılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, Afet Risk Azaltma Manifestosu Hazırlanması gerektiğini savundu. Yılmaz şunları söyledi: “Her düzeyde bütünleşik afet risk analizi yapılmalı ve elde edilen analiz sonuçlarına göre afet risk azaltma planları hazırlanmalıdır. Bu süreçte; ihtiyaç duyulan nüfus, jeoloji, yapı, adres, imar planı, koruma alanları, yapı ruhsatı, riskli alan, riskli yapı, enerji, altyapı, lojistik yapı ve hizmetler, ulaşım, tarım, orman vb. kentsel işleyiş ve yönetime ilişkin tüm veriler Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında bir araya getirilerek gerekli analizlerin hızla yapılması sağlanmalı; merkezi ve yerel yönetim bütçelerinin en az yüzde 10’nun bu araştırma ve yatırımlara ayrılması ivedilikle sağlanmalıdır.
AFET, İMAR SUÇLARI İÇİN ÖZEL YASA ÇIKARILMALI
Afet, imar, çevre ve yapı alanındaki tüm mevzuat yeniden gözden geçirilmeli, parçalı yapı giderilmeli; kişi, kurum ve kuruluşların görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenmeli ve bu alanlardaki faaliyetlerin koordineli, bütünleşik afet risk azaltma stratejilerine uygun şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır. Bugün olduğu gibi “yapanın yanına kâr kaldığı” anlayışı ve hukuk düzeni yerine, Afet, İmar ve Çevre Suçları için özel yasalar çıkarılmalı ve bu suçları işleyen kişi ve kurumlar için ağır cezalar tanımlanmalıdır. Yerleşim alanlarının 1/5000 ve 1/1000 ölçekli jeolojik-jeoteknik ve mikro bölgeleme etütleri yapılarak deprem, heyelan, su baskını, volkanik tehlikeler, tıbbi jeoloji vb. tehlikelerin yarattığı riskler modellenmeli; bu alanların yerleşime uygunluk değerlendirmeleri yapılarak risk azaltıcı arazi kullanım önlemleri belirtilmeli, her düzeyde hazırlanan planlara işlenmelidir.
ŞEFFAFLIK HESAP VERİLEBİLİRLİK ESAS ALINMALI
Afet yönetim sistemi, Dünya Bankası’nın etkisinden kurtarılarak yapı yerine insan ve çevre odaklı bir sistem olarak inşa edilmeli; bu yeni sistemin başarısı için serbest piyasa kuralları yerine kamu yararı, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkelerine uygun, insanı içinde yaşadığı doğal, yapılı ve sosyal çevresiyle bir bütün olarak gören bir risk azaltma yaklaşımı geliştirilmelidir. Sonuç olarak, 6 Şubat 2023 depremlerindeki gibi on binlerce can kaybı ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayıpla bir daha karşılaşmamak için, "Dirençli Yurttaş ve Dirençli Yaşam Alanları İçin Afet Risk Azaltma Manifestosu", sadece sağlıklı, güvenli ve doğayla bütünleşmiş kentler için bir rehber değil, toplumun afetlere karşı bir örgütlenme biçimi olarak da görülmelidir. Bu sürecin her aşamasında katılımcılık, erişilebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınmalıdır.” Meral KINACILAR ERBEKTE