Gür, “Rektör ve rektör yardımcısı yaptıkları birçok usulsüzlükleri yönetim kurulu üzerine atmaktadır. “Bizim haberimiz yok. Biz yapmadık. Yönetim kurulu yaptı” demektedirler. Umarım gider ayak yeni bir yanlış yaptırmazlar. Zira her yapılanın bir hesap günü vardır” dedi.
Bir öğretim üyesinin Yardımcı Doçent kadrosundayken KHK kapsamında 2016 yılında FETÖ iltisakı gerekçesiyle ihraç edildiğini savunan Gür, “2021 yılında OHAL komisyonu tarafından yardımcı doçent olarak iadesi yapılıyor. Şahıs başlayıp istifa ediyor ve muayenehanesinde para kazanmaya devam ediyor. Bu arada 2 üniversiteye doçentlik başvurusunda bulunuyor ancak reddediliyor. Gaziantep’te 3 özel hastaneden taciz iddiaları nedeniyle işine son veriliyor ve özel hastanelerde çalışamaz durumda olduğu için muayenehanede çalışıyor”
NELER YAŞANMIŞ NELER?
“Özel ve resim kurumların çalıştırmak istemediği bu kişi için Gaziantep Üniversitesi rektörü şahsına özel bir profesörlük kadrosu ilana çıkıyor” diyen Gür şunları söyledi: “Ancak bu kişinin üniversitenin atama/yükseltme şartlarını taşımadığı üniversitenin akademik başvuru inceleme komisyonu (ABİK) tarafından raporlandırılmasına rağmen rektör görevini kötüye kullanarak yönetmeliklere aykırı bir şekilde dosyaları özel seçilmiş jüriye ( 5 jürinin ikisi, aday gibi FETÖ den işlem görmüş ve özel bir hastanede çalışıyor) gönderiyor. Jürilerden bir kısmı adayın atama şartlarını tamamlamadığını raporlandırmaları üzerine rektör atamayı yapamıyor. Ancak böylesine sorunlu bir kişiyi ne olursa olsun profesör yapmak isteyen rektör ve rektör yardımcısı bu kişi için yeniden ilana çıkıyorlar. ABİK komisyonunda tartışmalar çıkıyor ve bu kişinin şartları tamamlamadığı gündeme geliyor. Ancak rektör yardımcısı Ayşe Balat’ın daha önce de yaptığı gibi baskılarıyla dosyalar hukuksuz bir şekilde jürilere gönderiliyor.”
AÇIK SUÇ İŞLENİYOR
“5 jürinin 4’ü bu usulsüz gönderilen dosyaları incelemeyi reddedip iade ediyorlar. Bir jüri de bu şahısla 8 ortak yayını olan birisi. Dosyalar iade edilince normalde üniversite yönetim kurulu yeni jüriler belirlemesi gerekirken rektörün talebi üzerine rektör yardımcısı Ayşe Balat’ın yeni jüri belirlemesi için yetki veriliyor. Ayşe Balat da FETÖ den işlem gören ve 6.5 ay hapis yattığını bildiği ve yakinen tanıdığı birini jüri olarak belirliyor ve dosyayı ona gönderiyor. Diğer yandan jüri isimleri gizli olması gerekirken böylesine sorunlu biri olan bu adaya sürekli jürilerin isimleri paylaşılıp jürilerle görüşmesi sağlanıyor. Bu kişi tüm bu olanlardan ve üniversite yönetiminin arkasında durmasından cesaret alarak jürileri arıyor, başvuru yapan diğer aday hakkında karalamalar yapıyor, hatta hızını alamayarak jürilere diğer adayın atanmaması kendisinin atanması yönünde özel raporlar hazırlayıp göndererek açık suç işliyor. Bir rektör ve rektör yardımcısı görev süreleri bitmesine rağmen neden FETÖ’den işlem görmüş, taciz ve evrakta sahtecilik iddiaları gündemde olan biri için böylesine seferber olurlar. Yöneyim FETÖ ile ilişkilerini bu kadar açık edecek nasıl bir ruh haleti yaşıyorlar? Tehdit ve şantaj mı var? Yoksa işbirliklerinin gereğini mi yerine getiriyorlar? Dürüst birçok vatansever akademisyene doçentlik ve profesörlük kadroları yıllardır vermezken ve dayanılmaz baskılardan dolayı üniversiteden ayrılmaları sağlanırken böyle birine özel kadro tahsisi yapmak başka nasıl izah edilebilir? “