Gaziantep FK dün gece deplasmanda Antalyaspor karşısında farklı kazanması gerekirken, önce beraberliğe razı oldu, oyunun sonlarında da mağlup duruma düşmemek için panik yaşadı.
Maça iyi başlayan takımımız oyun üstünlüğünü de ele alınca rahat bir galibiyet umut ediyorduk. Rakibin içinde bulunduğu durum ve yeni teknik kadrosu ile çıktığı maçta ekip ruhundan uzak dağınık bir görüntü sergiliyordu. 28. dakikada direkten dönen şutumuz ve 36. dakikada gelen gol iyice iştahımızı arttırdı.
İlk yarıda ne yaptığını bilen, kontrollü oynayan bir Gaziantep vardı. İkinci yarıda daha rahat oynarız diye hesap yapıyorduk. İkinci yarıda skora sığınan futbolcularımız 60. dakikadan sonra ne hikmetse oyundan düşüp rakibin telaşlı oyununa ayak uydurdular. Bir o kale, bir bu kale denir ama sıkıntılı bir maçtı. Rakibin kanatlardan getirdiği toplar savunmamızın işini iyice zorlaştırıyordu.
Futbolcularımızın pas trafiğinde ki aksaklıkları organize olamadan mücadele etmeleri ve rakibe oyun hakkı tanıdı. 83. Dakikada rakibin gelen golü ve o dakikadan sonra mağlup duruma düşmemek için çok çaba sarfettik. Değil gol atmayı, ortaya sahaya çıkmayı bile akıl edemedik. Milli maçlar da verilen aralar iyi gelir diye düşündük ama Gaziantep bundan yararlanamamış. Elimizdeki kadro yetersiz diyoruz, doğru. Çünkü sahada bu formayı haketmeyen isimler var. Oyuna sonradan dahil edilip maç koparır diye beklediğimiz isimler de sanki Ocak ayını bekler gibi bizden bu kadar der gibi mücadele verdiler.
İlk yarıda galibiyeti hakeden, ikinci yarıda beraberliğe razı olan futbolcularımız kendilerine çeki düzen vermesi gerekmez mi?
Şükür edelim ki dün gece kötü bir Antalyaspor vardı. Onların bu zaafından faydalanamadık demekki hala takım olamamamışız. Farklı mağlup olmamak için sahaya çıkan rakip Antalyaspor’u uyandırdık.
İkinci yarıda ki oyunla beraberliğe sevinmek gerekir.