2024-2025 Sezonunu Bodrum takımıyla karşılaşarak başlayan Gaziantep FK, ikinci haftada Samsun takımıyla karşılaştı. Her iki karşılaşmada da hiç iyi oyun izleyemedik, takım çok kötü oynadı. Kötü oyunun nedenlerini irdeleyelim.
Kötü oyun ve kötü takım görüntüsünün birincil nedeni yönetimdir; yönetim geçen yıl takıma katkı sağlayan, takımın iskeletini oluşturan Jevtoviç, Nikolas N’koulou, Monteiro ve Papy Dijilobodji gibi oyuncuları takımda tutamadılar, getirdikleri oyuncular giden bu oyuncuların yerlerini dolduramadılar, yetersiz bir yönetim görüntüsü oluşturdular. Yönetimin takım için çalışan bir transfer ekibi olmalıydı, bir ara Ali Güneş hocayı bu işle görevlendirdiler, ama sürdüremediler.
Yönetimin takımın iskeletini oluşturan çok sayıda oyuncuyu göndermesiyle yanlış yapılmıştır, birbirlerinin ne oynadığını bilen oyuncuları gönderip birbirlerini tanımayan çok sayıda oyuncularla yeni takım kurulması zor bir iştir, Samsun gibi biraz derli toplu bir rakip karşısında böyle bocalar durur işte.
Yönetimin yeni getirdikleri oyunculara bir bakalım, geleceğin yıldızı diye getirdikleri Kacper Kozlowski oynadığı iki karşılaşmada hiçbir varlık gösteremedi, davalık olup gönderilen Velmir Veliou ile yeni oyuncuyu kıyaslayınca takıma katkı yönünden daha iyi olan hiçbir şey yok kanımca, umarım Kozlowski kendini toparlar ve bizde yanılırız. Diğer yeni transfer Fransa ikinci liğinden getirilen Quentin Daubin; bu oyuncuyu bırakın Jevtoviç’le kıyaslamayı, takımdan gönderilen Janio Bikel ve gönderilmek istenen Stankowski’den de iyi bir oyuncu olarak görünmedi, Bodrum karşılaşmasında kendini geçen rakip oyuncuyu omuzlarından tutup yere indiren oyuncudan ne verim alabiliriz bilemedim, bu durumda stankowski’yi takımda tutmak takımın yararına olacak gibi duruyor. Yine Mandouki ile N’koulou kıyaslandığında, Papy ile Soborit kıyaslandığında gidenlerin gelenlerden daha iyi oldukları belirgin olarak gözleniyor. Umarım gelenler kendilerini toparlar takıma katkı sağlarlar da biz de yanılmış oluruz. Yeni getirilen Kenan Kadro da bal yapmaz arı gibi dolaşıp duruyor, keşke geçen yıl Fatih Karagümrük takımında oynayan Marcos Vinisius alınsaydı, güçlü yapısı ve sayı yapıcı özelliğiyle takıma katkı sağlardı. Umarım forvet bölgesindeki eksiğimiz iyi bir oyuncu getirilerek giderilir.
Yönetim takımın sürekliliği ve işleyişin izlenmesi için futboldan anlayan birini futbol takım sorumlusu olarak görevlendirmelidir, Samsun takımında Fuat Çapa’nın olduğu gibi, bizim takımda da geçen yıl Adnan Erkan vardı, gönderildi, gönderilen Adnan Erkan bile takıma üç oyuncu kazandırdı (Arda Kızıldağ, Ömürcan Artan ve İlker Karakaş). Takımı çalıştıran hocaya ağabeylik yapabilecek ve yönetimi doğru yönlendirebilecek yetenekte bir futbol şube sorumlusu bulunmalıdır, bana göre Nurullah Sağlam bu iş için uygundur, deneyimlerinden yararlanılmalıdır.
Şimdi kötü oyun ve kötü takım görüntüsünün ikincil nedeni veya ikincil ayağı teknik ekibin yaptığı yanlışlara bakalım; ilk karşılaşmamızın Bodrum takımıyla olması şansımızdı, zayıf Borum takımı bizim takımı yenemedi, başka bir takımla karşılaşsaydık bizi rahat yenerlerdi (Samsun takımının yendiği gibi), çünkü bizim takım dağınık ve düzeni olmayan bir takım gibi oynuyordu. Teknik ekibimiz sanki çok iyi oyunculardan kurulu bir ekip gibi takımı oynatmaya çalışıyorlar, takımda yeni oyuncu sayısı fazla, yeni oyuncular takıma geç katılmışlar, ne oyuncular birbirlerini tanıyor ne de teknik ekip oyuncuları yeterince tanıyor. Böyle yeni oyuncuların çokluğunda takımı savunma ağırlıklı oynatmak her zaman için iyidir, zamanında rahmetli Sakıp Özberk’in yaptığı gibi ( Ayhan Akman, Mehmet Ali Honca, Hasan Yiğit gibi oyuncular ilk getirildiğinde), yine Gaziantep FK süper liğe ilk çıktığında Sumudica’nın yaptığı gibi takımı Morais,Tosca, Papy ,Kanabıyık ve Oğuz dan oluşan beşli savunmayla oynatarak ilk hafta Fenerbahçe’ye farklı yenildikten sonra hızla toparlamıştı. Aslında Bodrum karşılaşmasında Quentin Daubin kırmızı kart gördükten sonra takım eksik kaldığında Enric Saborit oyuna alındığında üçlü savunmaya dönüldüğü gibi savunma yaparak takım oynatılmalı, çünkü orta alanımız yeni oyunculardan kurulu ve oyuncular arası uyum sorunu var.
Ayrıca Bodrum karşısında sezon başı hazırlıklarına katılan Furkan Soyalp gibi hazır bir oyuncunun kenarda bekletilerek Quentin Daubin gibi futbolumuzu bilmeyen bir oyuncuyla başlamak da teknik ekibin ayrı bir yanlışıydı. Bodrum karşısında orta alanda Maxim’in yanında Furkan oynatılmalıydı, ayrıca Kacper Kozlowski’nin yerine Mirza Cihan oynatılabilirdi, hem de daha fazla verim alınabilirdi. Samsun karşısında yapılan değişikliklerle takım biraz düzeltilmeye çalışıldı, ama yetmedi, güçsüz takımla açık futbol oynamaya çalışırsanız işte böyle karşılaşmanın başında golü yersiniz, ve bocalar durursunuz.
Sonuç olarak bu iş böyle olmaz Selçuk hoca; takım güçsüz, açık futbol oynayacak güçte değil, ve açık futbol oynayacak uyum oluşturulamamış. Önümüzde bay geçireceğimiz hafta var, bu sürede Ogün hazır duruma getirilirse orta alanda Furkan ve Ogün ikilisi, önlerinde de Maxim ile uyumlu bir orta alan oluşturulabilir kanısındayım. Savunmanın soluna Godfrey Bitock veya Emre Taşdemir yerleştirilebilinirse geçen yıldanberi süren sol taraftaki savunma eksiğimiz giderilmiş olacaktır. Ama bu takım bu durumuyla açık oynatılmaya çalışılırsa her karşılaşmada yeniliriz, bu nedenle beşli savunma yapmalıyız, orta alanı az önce belirttiğim gibi birbirlerini tanıyan Oğün, Maxim ve Furkan’dan oluşan üçlüyle oluşturursak hatta Maxim’i forvet arkasına verip savunma önüne Mandouki’yi yerleştirerek takımı kurgularsak daha iyi olur kanısındayım. Sağ tarafa Mustafa’yı alarak formsuz olan Sorescu’yu dinlendirmek gerektiğini de belirtelim, Sorescu hazır olduktan sonra sağ tarafta veya forvet yanında da değerlendirilebilir.
Bakalım Selçuk hoca ve ekibi bu sorunların altından kalkabilecekler mi? Başarılı olmalarını diliyorum, onların başarılı olması tüm Gaziantep FK taraftarı gibi bizi de mutlu edecektir.