Denetim, bir işin ekonomik faaliyetlerine ve olaylara ilişkin açıklanan bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluğunu belirlemek ve raporlamak amacıyla bu faaliyet ve olaylara ilişkin bilgilerle ilgili kanıtların tarafsızca toplanması değerlendirilmesi,
Ve sonucunun ilgililerine raporlanmasıdır.
Bu denetim olayına kim ciddi bakıyor?
Gelişmiş ülkeler…
Faydası, işin amacına uygunluğunun kapsam dâhilinde olup olmamasının raporlanması.
O işin o eylemin topluma kattığı katma değerdir.
Kısacası, denetlendiğini bilen, işini düzgün yapar.
Ülkemizde denetimin mekanizması çok gelişmemiş.
Yok gibi…
İstisnası, vergi denetimi galiba…
Son yaşadığımız kreşte serviste unutulan çocuğun ölümü türün son örneği.
Servis aracından tutunda, çalışanların ehil olup olmaması gibi ,
Kreşin elle tutulur yanı yok.
Bu kurum denetime tabi değil mi ?
Elbette tabi…
Bir başka bakışa geçelim,
1956 yılından beri yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunumuz 1 Temmuz 2012'de yeniden yapılandırılarak ve Yeni Türk Ticaret Kanunu olarak yürürlüğe girmişti.
Bu yeni haliyle Avrupa’da bizden en azından 40 yıl önce gerçekleşen Bağımsız Denetim tam yürürlüğe girdi derken,
Gizli eller onu da güdükleştirdiler.Ve bağımsız denetim askıya alındı.
Faydası pek çoktu ama olmadı. Bağımsız denetim bitti mi? bitmedi ancak gelişimi belki de çok uzun bir zaman dilimine yayıldı.
Ve ülkemiz belki de çok şeyi erteledi
Yani bağımsız denetim de diğer denetimlere benzedi.
Verilen hizmetlerin toplum yararına ve yapılış
genel amacına uygun olması gerekir.
İşletmeler elbette ki karlılık ilkesine göre çalışacak.
Ama bunu yaparken de başkalarının hak ve hukukunu gasbetmemesi,malına canına zarar vermemesi gerekmez mi ?
Kurallar uygun yapılan denetim ardından otokontrol sistemini de getirmektedir.
Ülkemizde birçok işin denetim kural ve sistemi mevcut. Yeter ki tam işlesin işletilsin.
Ve başka ALPERENLER ölmesin.