Yaşadığımız çağın şehirleri; kaos, karmaşa ve kargaşanın girdabında boğulup gitmektedir.
İnsanlar mutsuz ve umutsuzdur.
Başedilemeyen şehrin sorunları karşısında travma geçiren insanlar, emekli olduklarında şehir çevrelerinde ya da kırsal alanlarda yaşamayı düşlemektedir.
Bünyesinde yaşayanları mutluluk ve huzurun doruk noktasına ulaştıran erdemli şehirler var mıdır?
Olabilmesi için erdemli yöneticilerin iş başında olması gerekir.
Erdemli yöneticinin görevi, mümkün olduğunca¸ halkını ahlâkî erdemlerle donanımlı bir hale getirmektir.
“Ya balık baştan kokarsa…”
Yapılacak bir şey kalmamıştır.
Çağdaş yönetimlerin önceliği insandır. Yönetim ile insanı birlikte ele almak, iyi yönetimin erdemli insanla mümkün olacağının bir göstergesidir.
Farabi; insanları yetkin-yetkin olmayan ve toplumları ise erdemli-erdemsiz diye tasnife tabi tutmaktadır.
Farabi’ye göre, erdemli şehrin tek bir modeli vardır. O da alim ve erdemli kişilerin bulunduğu bir yerdir.
Bu şehirde toplum üyeleri birbirine yardım eder.
Erdemli olmayan şehirleri ise cahil, sapkın, günahkâr ve değişebilen olmak üzere dört kategoride toplar.
Erdemli olmayan şehirlerde insani değerler gelişmemiştir.
Bunlar, başkalaşmış ve bozulmuş niteliksiz toplumlardır.
Farabi de düşüncenin odağına insanı koymuş, ideal devlet modeli olarak “Erdemli Şehir’i” savunmuştur.
İnsanın mutlu ve erdemli olması için insanların birbirlerine ihtiyaç duyduğuna inanır.
Farabi’ye göre, Her şehirde mutluluk ve erdem yakalanamaz, sadece insanların birbirlerine yardımcı olduğu şehirlerde mutluluk ve erdem elde edilebilir.
Yine ona göre; birbirlerine yardım eden şehirler erdemli milleti oluşturur.
Farabi insan bedeninde kalbe öncelik verir.
Diğer organlar kalbe tabidir. Bu organlardan biri bozulduğunda bu bozukluğun giderilmesini sağlayan kalptir.
Bu bakış açısı ile şehrin yöneticisi de şehrin kalbi durumundadır.
O nedenle herkes erdemli şehrin yöneticisi olamaz, bazı özelliklerinin bulunması gerekir.
Erdemli şehrin kurum ve kuruluşlarının sağlıklı ve verimli bir şekilde çalışması, şehir yöneticisinin kabiliyet ve tutumuyla ilgilidir.
Fârâbî, erdemli şehrin yöneticisinin şu özellikleri bir arada taşıması gerekliliği üzerinde durmuştur.
Bunlar;
• Yöneticilik yeteneğini olmalıdır. Anladığı, gördüğü, duyduğu şeyleri kolayca zihninde saklayabilme yeteneğine sahip olmalı, hemen hemen hiçbir şeyi unutmamalıdır.
• Yöneticinin kendi üzerine düşen görevleri gerektiği gibi yerine getirebilmesi için sağlıklı olması gerekir.
• Yönetici, kendisine söylenen her sözü konuşanın amacını ölçerek kolayca anlayabilme yeteneğine de sahip olabilmelidir.
• Çok zeki ve uyanık olmalı, birşeyle ilgili bir delili gördüğü zaman onun neye işaret ettiğini kolayca sezebilmeli. Zihninde bulunan her şeyi kolayca ifade edebilme yeteneğine sahip olmalıdır.
• Bilgi edinmeyi ve öğrenmeyi sevmelidir.
• Doğası gereği doğruyu ve doğru insanları sevmeli, yalandan ve yalancıdan nefret etmelidir.
• Yemeği, içmeyi, cinsel zevkler peşinde koşmayı sevmemeli ve onları arzulamamalıdır.
• Para, servet düşkünü olmamalı mevki makam peşinde koşmamalı, lüks ve gösterişli yaşamdan uzak durmalıdır.
• Yüksek ruhlu olmalı, şerefi, ululuğu sevmeli, ruhunu aşağılık ve çirkin olan şeylerin üzerinde tutmalıdır.
• Yönetici adaleti ve adil insanları sevmeli, baskı ve zulümle hareket eden insanlardan nefret etmelidir.
• Başkalarına karşı insaflı olmalıdır.
• Baskıya maruz kalan insanlara acımalı, güzel, asil ve doğru gördüğü şeyleri desteklemeli, adaleti uygulamaya davet edildiğinde onu gerçekleştirmede isteksiz ve inatçı olmamalıdır.
• Yapılmasını istediği şey konusunda ısrarcı, azimli olmalı, korku ve zaaf göstermeksizin cesur bir şekilde onu gerçekleştirmelidir.
• Yönetici bir Hakîm (Filozof) gibi olmalıdır. İlk yöneticilerin şehir için yaptıkları iyi kanunları¸ kuralları¸ usulleri bilmeli ve bütün fiillerinde bunları uygulamalıdır. Kanunlar koymada¸ eskilerin yolundan gitmekle birlikte¸ yeni yasalar çıkarma hususunda üstün olmalıdır.
Görüldüğü gibi zenginlik ve zorbalıkla/güçle yönetmek¸ erdemli yönetimin özelliklerinden değildir.
Ya cahili yönetim?
“Cahili yönetimin maksat ve amaçları ise¸ haz¸ şeref¸ zenginlik ve ihtiras gibi sahte iyiliklerle sınırlı ve kayıtlıdır.”
Yukarıda açıklanan özellikler bir insanda bulunmazsa ne olacaktır?
Eğer bu şartların kendisinde bulunduğu bir kimse bulunmaz ise bu özellikleri taşıyan insanlar bir araya gelecek ve hep birlikte erdemli şehrin en üst yöneticileri olacaklardır.
Başka bir deyişle, bu durumda liderden ziyade ekip ve kadro çalışması öne çıkacak, istişareye önem verilecektir.
Erdemli şehrin yöneticisi bir başka insanın hükmü, yönetimi altına girmesi mümkün olmayan insandır.
“Kandırıldım, aldatıldım” demez.
Sıkışınca başkasını suçlamaz, sorumluluk üstlenir.
Erdemli toplumların olduğu yerde, erdemli yöneticiler olur. Peygamberimiz bir hadisinde, “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz" buyurmuştur.
Yöneticilerden sık sık şikâyet etmenin de bir anlamı yoktur.
Önce kendimize çeki düzen vereceğiz.
Vaktiyle zulmüyle şöhret yapmış Haccac-ı Zalim‘e sormuşlar:
"- Sen Hazreti Ömer‘in halkına karşı takındığı adaletli tavrını biliyorsun. Ne olur, biraz da ona benze, onun gibi adaletli davran bize..."
İşte Haccac-ı Zalim’in tarihi cevabı:
"-Doğru söylüyorsunuz! Ömer‘in halka adaleti öyle idi. Fakat şu gerçeği de unutmayın, Ömer‘in zamanında Ebu Zer gibi de halk vardı. Siz Ebu Zer gibi yoksulu, yetimi, komşusunu düşünen halk olun, ben de Ömer gibi halkı düşünen yönetici olayım. Siz Ebu Zer gibi halk olmuyorsunuz ama benden Ömer gibi yöneticilik istiyorsunuz.
Günün Sözü: “Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah da onları değiştirmeyecektir”
Rad Süresi ayet 11.