Pandemi sonrası 12 Haziran'da liglerin başlayacağının açıklandığı dönemde birkaç, bilime önem veren, kafa dengi antrenörler olarak sohbet ediyoruz. (Buradan Gaziantep'teki diğer antrenör arkadaşlarımız, hocalarımız bilimsellikten uzak anlamı çıkmasın, mutlaka birçok antrenör bol bol bu süreci irdelemiş, analiz etmiştir.) Konumuz, pandemi döneminde hareket kapasitesi düşen, antrenman eksiği oluşan sporcuların 1 ay gibi bir sürede yüksek tempoda maç kondisyona gelip gelemeyeceği, sakatlık oranlarının artıp artmayacağı gibi fiziksel durumlar ve sporcuların psikolojik olarak süreçten etkilenmelerinin olası sonuçlarıydı. Sohbetten ve hatta tartışmadan çıkan sonuç, lig başladığında birçok sakatlık, birçok odaklanma sorunu, birçok reaksiyon problemi olan maçlar izleyeceğimiz yönündeydi. Nitekim ilk hafta bittiğinde hemen hemen her maçta tempo sorunları, kademe sorunları, reaksiyon sürelerinin yetersizliği gibi birçok eksiklik çok bariz şekilde göze çarptı. Dahası, üzülerek belirtmek gerekirse korkulan oldu, ciddi sakatlıklar oluştu. Birçoğu da, kas ve bağ dokulara kapasitenin üzerinde bindirilen streslerden meydana geldi.

Bu sakatlıklardan en ciddisi şüphesiz Galatasaray kalecisi Muslera'nınki. Çarpışma sonucu oluşan tibia ve fibula kemiği kırıkları (kaval kemiği), tecrübeli kaleciyi 8 aya yakın bir süre sahalardan uzak tutacak. Özellikle tibia kemiği Uruguay'lı sporcuyu zorlayacaktır. Buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Muslera'nın yaşadığı 'pozisyon sakatlığı'dır ve kemikteki yoğunluk ve oluşan stresin etkisi var mı yok mu ölçülmesi imkansız bir sakatlık. Fakat bu sakatlık haricinde de antrenman eksikliğine bağlı birçok sakatlık yaşandı 27.haftada. Kısaca göz atmak gerekirse;

*Domagoy Vida, sağ uyluk iç adalede ödem...
*Florin Andone, sağ diz bağında ileri derecede esneme...
*Abdulkadir Ömür, arka adalede çekme...
*Ogenya Onazi, arka adalede yırtık...

Ve son olarak kupa maçında Anthony Nwakaeme, 35.dk