Gaziantepspor teknik patronu Okan Buruk Gaziantep Üniversitesinde katıldığı panelde; 'Gaziantep halkının fazla sporu seven bir şehir olmadığını düşünüyorum' tespitinde bulunmuş…
El cevap; 'sevdirin' o zaman…
Neden tribünler boş, neden üç beş takımın maçlarında seyirci var, neden tam dolu olmuyor…
Okan Buruk öncesi de böyleydi, bundan sonrası da böyle olacak ve yeni stadyum bittiğinde ve Gaziantepspor kent merkezinden 20 kilometre 'ötede bir stadyumda' maçlara başladığında 'durum daha da vahim' olacaktır…
Yeni stadyum, ilk maçlarda, stadyumu merak edenler tarafından; belki dolmasa da yarım olabilir, 'ötede bir stadyum problemi' tıpkı Galatasaray Arena stadyumunda olduğu gibi olacaktır… Kent merkezinden uzakta olması az olan seyirciyi daha da azaltacak…
Neden seyirci Gaziantepspor maçlarına gelmiyor?
Bizim dönem sporcu ve sporseverler iyi bilir… Gaziantep Şehir stadyumunun yıkılıp seyirci kapasitesi daha yüksek olsun, tek kapalısı olan bir stadyum elbette Gaziantepe yakışmıyordu, üstelik stadyum ve müze tarafındaki kapalı salon 'inşaat olarak' ömrünü tamamlamış ihtiyaca cevap veremiyordu…
Kamil Ocak Stadyum inşaatı başladı sonuç;
Yıllarını futbola veren genç sporcuların yakın şehirlere gidip spor yaşantılarına devam etmek mecburiyetinden dolayı Malatya-Kahramanmaraş-Elazığ gibi kentlere gittiler… Tabi futbol müsabakaları da mahallelerdeki toprak, tribünsüz, kontrolsüz, rica minnetle hakemlik yapanlara kaldı, elbiseyle ve yan hakemsiz, maçlar oynandı… Kavga- gürültü- yaralanmalar cabası…
En acısı seyirci kalmadı ve Gaziantepte futbol unutuldu, 1969 yılında kurulan Gaziantepspora kadar, üçüncü ligden başlayıp kısa zamanda, 'unutulamayan yöneticilerin' unutulmayan transferleri ile ellerinde yükseldi…
Seyirci; önemli maçlarda zamanın ulaşım şartlarına rağmen onlarca otobüsle takımı için dış saha maçlarına koştu, kentimizde Gaziantepspor için sinerji yaratılıyor, esnaf, tüccar, sanayici, öğrenci maçlarda Gaziantepspor un en büyük destekçisi oluyordu…
Gaziantepspor taraftardan aldığı bu desteğe karşılık, futbolcu ve yöneticiler, çarşıya iniyordu… Çarşı ve pasaj esnafıyla iç içe, tribünleri dolduran seyirciye bir nevi samimiyet, teşekkür ziyaretleriydi… Lise öğrencileri de ihmal edilmezdi elbette, okullar ziyaret edilir salonlarında söyleşiler yapılır, öğrenciler soru sorar bilgilenirdi…
Sosyal paylaşım sitesinde, Galatasaray-Gaziantepspor maçını izleyen bir dostumuz şunu paylaşmıştı;
İstanbul Gaziantepliler Derneği (hem de birkaç dernek var) gelmiyorsa maçlara 'bir burukluk var demektir…'
Çoğaltabiliriz nedenleri…
Eski Gaziantepli sporcular maçlara gitmiyorsa, 'bir burukluk var demektir…'
Eski başkanlar maçları takip etmiyorsa, sanayiciler gece maçları için işçileriyle birlikte servis otobüslerini göndermiyorsa, üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu Karataş bölgesinden maç saatlerinde hafif raylı bedava yapılmıyorsa,
Ve Gaziantepspor üyelerinin çoğunluğu komşu bir ilin ilçesinden ise 'bir burukluk var demektir…'